Türk sinema ve dizileri en önemli silahımız olabilir
Türkiye İhracatçılar Meclisi, ihracatçıları ödüllendirirken onları unutmadı ve son yıllarda yurt dışına film/dizi film satmayı başaran yapımcı firmaları ödüllendirdi…
Geçen ay bu alanda sektörün kalbi Fransa'nın Cannes kentinde attı… Küresel TV endüstrisi sektörün en büyük fuarlarından biri olan MIPCOM'da buluştular. 2011 yılından bu yana Türkiye'nin fuara katılımını İstanbul Ticaret Odası düzenliyor…
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü'nün de üyesi olduğu İTO Film Sektörü Koordinasyon Komitesi, bir Türk Dizi Kataloğu hazırlamış. Dizilerin isimleri, bölüm sayısı, yapım yılı, kısaca özeti, aldığı reyting, izlendiği ülkeler gibi bilgiler tek bir katalogda yer almış. Kataloğun sayısal versiyonu da devreye girecekmiş.
İlk aşamada 17 ilde, film çekimine uygun 150'den fazla doğal, kültürel ve tarihi mekânın özgün fotoğraf ve video çekimleri, Türkiye'de bir ilk olacak 'Filming in Turkey' adlı sinema portalına yükleniyormuş.
Bu arada MIPCOM'u düzenleyen uluslararası fuar şirketiyle İstanbul'da bir film market düzenlenmesi planlanıyormuş…
İTO, fuarlarda film yapımcılarımızı yabancı yapımcılarla, satın alma heyetleri ile bir araya getirmeyi programına almış. 2018 ve 2019'da 4 kıtada çeşitli film ve yapım fuarında Türk yapımlarının tanıtılması planlanıyormuş. MIPTV, Singapur'da ATF, Güney Afrika'da Discop ve ABD'de Natpe bunlardan bazıları.
Türk dizilerinin yoğun izlendiği Japonya, Endonezya, Şili gibi ülkelerde 'Türk dizi günleri' düzenlenmesi de planlar arasında yer alıyor.
Türkiye'nin, TV ve internet ortamı üzerinden dizi ihracatında dünyada ilk 5'te yer aldığını belirten İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç şu açıklamayı yapmış: “Önce Türk dizilerinin girdiği, Türk yaşam tarzının, tüketim biçiminin, Türkiye'den mekanların girdiği ülkelere, ardından Türk ürünleri giriyor. Dizilerle hazır hale gelen bu ülkelerde girişimcilerimizin pazara açılmaları çok kolay hale geliyor.”
Bu işin ne kadar önemli olduğunu anlamak için belki biraz da Pentagon - Hollywood ilişkilerine göz atmakta yarar var. Amerikan sineması sadece ABD markasının ve sisteminin (başta Pentagon ve CIA) dünyada sempati toplamasına değil, aynı zamanda ABD tezlerinin tüm dünyada karşılık bulmasına da hizmet etmektedir…
Bu konuda NTV'nin geçenlerde yayınladığı bir yazı olayın farklı boyutlarıyla kavranmasına yardım edebilir (http://arsiv.ntv.com.tr/news/166819.asp).
ABD resmi makamlarının 1950'den bu yana en az 800 önemli film, 1.000'den fazla TV dizisinin yapımında rol aldığı biliniyor… Konuyu Natasha Sweatte sunumuyla bir haber programında işeyen RT America, hayli ayrıntı veriyor: https://www.youtube.com/watch?v=_GwqGOB1Iog
Bir de tüm bu haberleri tetikleyen, 2017'de yayınlanmış bir kitap var. Adı: National Security Cinema: The Shocking New Evidence of Government Control in Hollywood (Millî Güvenlik Sineması – Hükümetin Hollywood'u kontrolü üzerine şok edici kanıtlar…)
Bir başka ilginç derleme de Independent'te yayınlanmış: https://goo.gl/39H1ru... Hollywood'un askerî bağlantıları üzerine bilgilenmek isteyenler de kitapla ilgili şu makaleye bir göz atabilirler: https://goo.gl/xVXRcV
Sinema ve TV, sadece ihracat konusunda önem taşımıyor. Doğru; hem kendileri birer ihraç ürünü hem de pek çok ihraç ürünümüz için kapıları açma potansiyelleri var… Ancak bir başka alanda da çok ciddî bir işlevi yerine getiriyorlar ki o alanda ikameleri mümkün değil… O da Türkiye'nin tezlerinin ve genel algısının hedef ülke ve kitleler nezdinde anlamlı bir şekilde yerleşmesinin sağlanması… Yumuşak güç denilen alanın tahkim edilmesi…
Bu da tahmin edileceği üzere sadece sinema ve TV sanayinin işi olamaz. Bu, devletin ilgili kurumlarının; TİM, TÜSİAD, TOBB, DEİK, ticaret ve sanayi odaları vb. güçlü kuruluşlarımızın iş hedefleri arasında yer alması gereken son derece hayati ve ciddî bir görev…