Küresel ticarete dair umutlar
Bilindiği üzere dünya ticaret hacmindeki büyüme, geride bıraktığımız yıllarda adım adım yavaşlayan bir tablo çizdi. 2011 yılında ortalama yüzde 7,1 artış kaydeden küresel ticaret hacmi, sonrasında hızını aniden yüzde 2,7'ye çekerken, ardından gelen iki senede ise yüzde 3,7 gelişti. 2015 yılında yeniden yüzde 2,7'ye gerileyen söz konusu gelişim, 2016'da ise hepten yavaşlayarak yüzde 2,2 oldu. Bu süreç içerisinde yaşanan zikzakların ardında, elbette ki küresel ekonominin ağzının tadının bir türlü yerine gelememesi gerçeği var. Ne de olsa varılan nokta itibariyle, 2016'da kaydettiği yüzde 3,1'lik GSYH gelişimiyle hızını bir parça daha kesmiş bir dünyadan bahsediyoruz. Bununla beraber, ticaret hacminde hayal kırıklığına sebebiyet veren bağlantılı bir ana unsurun da, fiyat kanadında yaşanan gelişmeler olduğunu vurgulamak gerekiyor. Nitekim fiyatlarda küresel krizin hemen sonrasında gözlenen sıçrama da, 2012 ve akabinde kaydedilen düşüşler de, ticaret hacminin gelişiminde çeşitli etkiler yaptı.
Öte yandan 2017 yılı için beklentiler, ticaretin daha pozitif bir gelişim sergileyeceği yönünde. IMF'in World Economic Outlook Nisan raporunda çizdiği projeksiyonlara göre; geçen yıl yüzde 2,2 artış kaydeden dünya mal ticaret hacminin bu yıl yüzde 3,9 gelişim sergilemesi söz konusu. Dolayısıyla ortada ticarete dair bir hızlanma beklentisi mevcut. Bu noktada, global GSYH'nın gelişimine dair projeksiyonların da, 2017 yılında yüzde 3,5 olduğunu ve hızlanmaya işaret ettiğini eklemekte fayda var.
Ve tabii bu kapsamda, yukarıda bahsi geçen fiyat etkilerinin de, bu sene ticaret hacmine gelebilecek hızlanmaya yansıyacağının bilincinde olmak gerekiyor. Nitekim 2015 yılında sert bir düşüş yaşayan ve 2016'da da önemli ölçüde negatif gelişim kaydeden ticarete konu fiyatlar, 2017 yılında artışlara sahne oluyor, olacak.
Elbette burada sektörel farklılıklar gördüğümüzü de eklemek gerek. Örneğin; imalat ürünlerinin fiyatlarında geçtiğimiz yıllarda tek hanelerde gerçekleşen düşüşler bu yıl yerini tek haneli ve nispeten zayıf artışlara bırakacakken, enerji ve metal emtiada ise çift haneli çıkışlar bekleniyor. Enerji dışı diğer emtiaya bakacak olursak da, yer yer pozitif ve tek basamaklı toparlanmalar öngörülüyor.
Ticarete dair beklentileri pazarlara ayrıştırarak incelediğimizde ise, bu yıl gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ekonomilerin ivme kazanacağını söylemek mümkün. Bununla beraber, gelişmekte olan grubu “enerji ihracatçıları” ve “diğerleri” diye ikiye ayırdığımızda, bu sınıf totalinde ithalatta gerçekleşmesi beklenen canlanmanın motor gücünün enerjiciler olacağı ortaya çıkıyor. Öte yandan gelişen dünyada gerçekleşebilecek 2017 ihracat hızlanmasının ise, Türkiye gibi enerji dışı ihracat yapan ülkeler tarafından desteklenmesi bekleniyor.