2017: Belirsiz bir yeni yıl
Küresel ekonomi 2016 yılını, tahminlere göre yüzde 3 civarı bir büyüme hızıyla geride bıraktı. Zayıflayan bir performansa işaret eden bu görüntünün arka planında, güçsüz yatırımlar ile zayıf ticaretin bolca rol aldığı bir sahne oynandı. Bu kapsamda veriler, gelişmiş ekonomilerin bu işte kesin parmağı olduğunu gösterirken, gelişen ülkelerin ise bu dönemde pek parladığı söylenemez.
Şimdi ise gözler, 2017 yılında… Acaba dünya ekonomisi ne zamandır yazamadığı şu hızlanma hikâyesinde, 2017 yılında nihayet bir yol kat edebilecek mi? Bunu net cevaplayabilmek, önümüzde duran olumlu ve olumsuz ihtimalleri gözden geçirmekle dahi pek kolay değil. Nitekim 2017 yılı, 2016'dan aldığı mirasların da eşliğinde şimdilik pek çok açıdan belirsizlik içeren bir dönem olarak beliriyor. Bununla birlikte, terazinin kefelerinde neler olduğuna bakmakta fayda var.
Bilindiği üzere, söz konusu belirsizliklerin başında, ABD'nin girdiği yeni dönemde vuku bulacaklar geliyor. Gerek ABD ekonomisinin kendi vaziyeti, gerekse bunun uluslararası arenaya yansımaları anlamında… Maliye politikasıyla hareketlenebilecek bir ABD ekonomisinin karşısında ısınmaya karşı tedbir almak isteyen FED, bir fren mekanizması olarak hep gündemde kalacak. Bu noktada FED, finansal piyasaları etkilemeyi sürdürecek bir unsur olacakken, Trump'ın Meksika ve Çin başta olmak üzere, ticaret bağlamında takınacağı korumacı tutumun derecesi de, “küresel mahiyette” azami önem taşıyacak.
Öte yandan bir diğer belirsizlik cephesi, netleşmesi beklenen Brexit detayları ve kabarık siyasi gündemiyle Avrupa'da yaşanacak. İngiltere ayrılığının etkilerinin tartılacağı, Mart ayında Hollanda'da başlamak suretiyle kallavi ülkelerinde seçimlerin gözleneceği ve İtalya'da süren bankacılık probleminin dikkatle izleneceği bölgenin, böylesi bir ortamda ekonomik olarak “hızlanmaya” ne vakti ne de hali olması bekleniyor.
Yeni yılın “toparlanma” babında en flaş isimleri ise, emtiacı ülkeler arasından çıkabilir. Nitekim bir süredir daralmakta olan Rusya, Brezilya ve Nijerya gibi ekonomilerin, fiyatlarda gözlenen iyileşmeyle birlikte yeniden pozitif gelişim hanesine geçmesi mümkün.
İşte terazide ağır basan faktörler bu şekilde özetlenebilecekken Dünya Bankası da, Ocak ayında yayınladığı Küresel Ekonomik Görünüm Raporu'nda, dünya ekonomisinin 2017'de canlanarak yüzde 3,5 oranında bir hıza kavuşacağını projekte ediyor. Rapor bu hızlanmanın, özellikle gelişmekte olan ekonomiler kategorisinden güç alacağına işaret ederken, bu gruptan küresel büyümeye katkı manasında 2013 sonrası en güçlü performansı bekliyor. Öte yandan ABD ve Euro Bölgesi'ndeki belirsizliklerin ise, küresel ticaret ve sermaye akımlarına gölge düşürebileceğinin altı özellikle çiziliyor.
Sonuç olarak ise 2017 yılı, fırsatların izleneceği ancak envaı belirsizlik karşısında temkinli olunması gereken bir dönem olarak bizleri bekliyor.