İhracatsız da hızlı büyüyormuşuz
İktisadi faaliyetler çeşitlendikçe milli geliri oluşturan yeni unsurlar ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle uluslar arası düzeyde milli gelir hesaplama yöntemleri zamanla yenilenmektedir. Tüm dünyada en son 2010 yılını temel alarak oluşturulan yeni bir yöntem kullanılmaya başlanmıştır. Bu yeni yöntem özellikle teknoloji gibi yeni iktisadi faaliyetleri de ölçerek milli gelire eklemektedir. Böylece ülkelerin milli gelirlerinde yüzde 2 ile 5 arasında artışlar ortaya çıkmıştır.
Türkiye'de de milli gelir hesaplamasını yapan Türkiye İstatistik Kurumu bu yeni yöntemi kullanmaya başlamıştır. Yeni yöntem ile hesaplanan yeni milli gelir eski milli gelire göre temel alınan baz yıl için yüzde 10,79 artmıştır. Ancak bu artışın sadece 0,79 puanı yeni yönteme geçiş ile sağlanmıştır. Bunun dışındaki artışların tamamı Türkiye'nin ölçmediği veya kayıt dışı nedeniyle ölçemediği iktisadi faaliyetlerin de milli gelir hesabına katılması ile sağlanmıştır. Artışın 7,97 puanı kayıt dışının hesaplanmasından gelmiştir. Ancak burada esas sıkıntı yaratan kayıt dışının hangi kriterler ile hesaplanarak milli gelire dahil edildiğinin bilinmemesidir. Milli gelir 2016 yılında eski yöntem ile 715 milyar dolar olacakken yeni yöntem ile 835 milyar dolara ulaşmıştır.
Yeni milli gelir hesaplamasında dış ticarete ilişkin bir revizyon olmamış ancak milli gelirdeki artışa bağlı olarak dış ticaret göstergelerinde değişiklikler ortaya çıkmıştır. Türkiye'nin ihracatının milli gelir oranı 2016 yılı itibariyle eski yöntemle yüzde 20 olacakken yüzde 17,1'e, ithalatın oranı yüzde 27,5 olacakken yüzde 23,6'ya, dış ticaretin payı da yüzde 47,5 yerine yüzde 40,7'ye inmiştir. Yeni yöntem ile ekonomide dış ticaretin payı düşmüştür. Bir başka deyişle ekonominin içerideki iktisadi faaliyetlere daha çok dayandığı ortaya çıkmıştır.
Son yıllarda Türkiye ekonomisi için yüzde 3'lere düşen ortalama ekonomik büyüme, orta gelir tuzağı ve düşük tasarruf oranları gibi yapısal ekonomik sorunlar bulunmaktaydı ve hükümet de bu yapısal sorunların çözümü için sürekli önlemler almaktaydı. Bu sorunlardan yapısal olarak çıkış için ihracat dayalı bir büyüme modeli önermekteydik. Böylece içeride daha az tüketecek, daha yüksek tasarruf oranlarına çıkacak, daha yüksek katma değerli ihracat ile de büyümeyi hızlandıracaktır. Ancak yeni hesaplama yöntemi ile son beş yılın ekonomik büyüme ortalaması yüzde 6,5 olarak yenilenmiştir. Kişi başı milli gelir 11 bin doların üzerine ve yurtiçi tasarrufların milli gelire oranı da yüzde 25'e yükselmiştir. Bunların yine yeni yönteme göre ihracat dayalı bir büyüme ile değil, içerideki iktisadi faaliyetler ile sağlanmış olduğu anlaşılmaktadır. İhracat milli gelir içindeki payı en çok düşen, inşaat sektörü ise payı en çok artan sektör olmuştur. Yeni hesaplama yöntemi ile bir sıkıntı daha ortaya çıkmıştır. Sabit fiyatlarla milli gelir büyüklüğü artık açıklanmadığı için ihracatın milli gelire ve büyümeye katkısı ölçülemez hale gelmiştir. En azından bizler için açıklanan veriler çerçevesinde hesaplama yapma olanağı ortadan kalkmıştır. Bu nedenle bilgiler paylaşılmasa dahi ihracatın ve diğer unsurların ekonomik büyümeye katkıları çeyrek ve yıllık dönemler için mutlaka açıklanmalıdır. İhracatın önemini kâğıt üzerinde azaltan bu sonuçlara rağmen yine de ihracata olan inancımızı kaybetmeden herkese iyi bir yıl diliyorum.