Pariteler, döviz kurları petrol ve emtia fiyatları
Dünya mal ticareti 2015 ve 2016 yıllarındaki daralma ardından 2017 yılında yeniden büyümeye başlamıştır. Yılın ilk çeyrek döneminde dünya mal ticareti geçici verilere göre yüzde 7,5 büyüme göstermiştir. Türkiye'nin ihracatı da benzer bir büyüme içine girmiş bulunmaktadır. 2017 yılında dünya ekonomisinde büyümenin daha yüksek gerçekleşecek olması ile birlikte mal ticaretine yönelik talep de artmaktadır. Bu da dünya mal ticaretindeki büyümeyi desteklemektedir. Bununla birlikte gelir ve talep artışı yanı sıra dünya mal ticareti ile Türkiye'nin ihracatını etkileyen pariteler, döviz kurları ile petrol ve emtia fiyatlarında önemli gelişmeler yaşanmaktadır.
Öncelikle paritelerde önemli gelişmeler yaşanmaktadır. 2015 ve 2016 yıllarında doların güçlenmesi dünya mal ticaretindeki talebi ve büyümeyi olumsuz etkilemişti. 2017 yılına da güçlü dolar beklentisi ile girilmişti. Özellikle Trump'ın ekonomideki vaatleri ve ABD Merkez Bankası FED'in 2017 yılında 3-4 faiz artışı yapabileceği beklentisi doları güçlendirmişti. Yılın ilk dört ayında Trump rüzgârı zayıflamış bulunmaktadır. Ancak FED'den 2017 yılında 3 veya 4 faiz artışı beklentisi korunmaktadır. Buna rağmen küresel mali piyasalarda dolar korkulduğu kadar değer kazanmamaktadır. Bunda küresel mali yatırımcıların spekülatif olmayan yatırımlara ağırlık vermeleri etkili olmaktadır. Yanı sıra Avrupa Birliği'ndeki kritik seçimleri Birlik yanlılarının kazanması da euroyu güçlendirmektedir. Ayrıca Avrupa Birliği'nde Eylül ayındaki Almanya seçimleri sonrası Avrupa Merkez Bankası'nın parasal genişlemeden çıkış stratejisini açıklaması beklentisi artmaktadır. Bu da euroyu desteklemektedir. Euro güç biriktirmektedir ve 1,10 paritesi yıl için ortalama yeni bir denge seviyesi olabilecektir.
Türk Lirası 2016 ve 2017 yılında en çok değer kaybeden para birimi olmayı sürdürmektedir. Değer kaybı daha çok Türkiye'nin kendi koşulları nedeniyle ortaya çıkmıştır. 2017 yılının Nisan ayında ise Türk Lirasında göreceli bir değerlenme yaşanmaktadır. Bu değerlenmenin önemli bir nedeni küresel mali koşullar içinde yumuşama ve gelişen ülke paralarına yönelik artan taleptir. Bir diğer neden ise Merkez Bankası'nın faiz artışlarıdır. Önümüzdeki aylarda ise Türk Lirası üzerindeki değer kaybı baskısı sürecektir. Bir başka deyişle ekonomi dışı risklerde çok önemli sürpriz bir iyileşme olmaz ise dolar kuru 3,50 TL, euro kuru da 3,80 TL altına inemeyecektir. Merkez Bankası'nın olası yeni faiz artışları ise ancak kurları bu seviyelerde tutmaya yardımcı olabilecektir.
2017 yılının ilk aylarında petrol üreticisi ülkelerin uzlaştıkları üretim kısıtlaması etkili olmuş ve petrol fiyatları 55-60 dolar arasına yükselmişti. Yılsonuna kadar da fiyatların bu aralıkta dalgalanacağı öngörülmekteydi. Ancak ABD'nin yeni enerji politikası çerçevesinde petrol üretimini hızla artırması petrol fiyatlarını yeniden 50 doların altına çekmiştir. ABD'nin üretim artışını sürdürmesi ve petrol üreticisi ülkelerin 25 Mayıs tarihli zirvede yeni bir üretim kısıtlamasına gitmemeleri halinde petrol fiyatları zayıflamaya devam edecektir. Metal ve diğer emtia fiyatları da özellikle Trump yönetiminin yüksek kamu yatırımları ve hızlı büyüme vaatleri ile yeni yılın başında yükselmişti. Ancak Trump rüzgârının zayıflaması ile birlikte emtia fiyatları da durağanlaşmış bulunmaktadır. Yılın geri kalanında da muhtemelen durağan kalmaya devam edecektir.