Küresel ekonomide ivme kaybı
Dünya ekonomisinde geçtiğimiz yıl nihayet olgun bir seviyeye gelen dengeli büyüme, bu sene ticaret savaşı endişesi başta olmak üzere ortaya çıkan birtakım sebeplerle yara almaya başladı. Buna bağlı olarak 2018 ve 2019 büyüme projeksiyonlarının aşağı yönlü revize edilmeye başlandığına şahit oluyoruz. Geçtiğimiz ay Bali'de gerçekleştirilen ve dünya ekonomilerini bir araya getiren mutat Dünya Bankası-Uluslararası Para Fonu toplantılarından yükselen ses de bu yönde oldu. ABD'nin tetiklediği gümrük silahına dair tehditlerin giderek tırmanması durumunda global ekonominin belirgin bir zarar alacağı görüşü, politika yapıcılara itidalli davranma çağrısıyla Bali'de önemli bir yer buldu. Söz konusu toplantılar esnasında Uluslararası Para Fonu tarafından yayımlanan Dünya Ekonomik Görünümü Raporu'nda da, olumsuzlaşan beklentilerin rakamlara yansıdığını gördük.
İşte buradaki verilerden hareket ederek küresel görünüme bakmak gerekirse, öncelikle 2017'de dünya ekonomisindeki reel büyümenin yüzde 3,7 olduğunu hatırlamak gerekir. Rapor bir önceki dönem olan Temmuz'daki projeksiyonlarının iyimser olduğunu kabul ederek, bu yıl ve gelecek yıla dair büyüme tahminlerini 0,2 puan kırpıp yüzde 3,7'ye indirmiş bulunuyor. Bu revizyonun arka planında ise, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ekonomilere yönelik bozulan beklentilerin rol oynadığı söylenebilir. Bununla birlikte, özellikle yükselen ekonomiler tarafı bu konuda daha etkili olmuş görünüyor.
Beklenti değişimindeki durum bu şekilde olmakla beraber, gerek 2018 gerekse 2019'da küresel büyümenin motorunun yine gelişmekte olan ülkeler olduğu çok açık. Asya bu minvalde yine en hızlı bölge olmayı sürdürürken, arka planda değişen ülkesel görünümler olduğunu ise unutmamak gerekir. Örneğin; Hindistan'ın yüzde 7'nin üzerine çıkan bir tempoya ulaşması beklenirken, Çin'de yüzde 6,2'ye kadar bir yavaşlama mümkün. Yakın pazarlarımızdan Rusya'nın yavaş da olsa toparlanması sürerken, MENA bölgesi genelinde de ılımlı büyüme devam edecek görünüyor. Gelişmiş ülkeler tarafında ise, ekonomik ilişkilerimizin en büyük payına sahip olan Avrupa'da ufukta yüzde 2 sularına doğru bir yavaşlama var. Keza İngiltere için de, bir ivme kaybı söz konusu… ABD ekonomisi daha hareketli bir tablo çizse de, ticari karmaşa sayesinde orada da gelecek yıl bir yavaşlama görmemiz mümkün.
Tam bu noktada, temel meselelerden olan ticaret hacmindeki beklentilerin başını ciddi ölçüde aşağı verdiğini belirtmek gerekir. 2018'e girerken mal ve hizmet ticaretinin geçtiğimiz yılki yüzde 5,2'lik büyüme oranına yakın bir performans sergilemesi beklenirken, geldiğimiz noktada bu oran yüzde 4,2'ye kadar gerilemiş durumda. 2019 projeksiyonu ise, yüzde 4. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde küresel ekonomik görünüm için en kritik mevzulardan biri, ticaret savaşının ne derece kızışacağı ya da soğuyacağı olacak.