FED'in izledikleri
ABD Merkez Bankası'nın para politikasında bu yıl izleyeceği yol heyecanla takip edilirken, son aylarda beklentilerden daha sakin davranan bir FED görünümü ortaya çıktı. Yılbaşından bu yana 2 faiz artışı yapan banka, son gerçekleştirdiği Temmuz toplantısında pas geçme kararı almıştı. Bir sonraki toplantı tarihi olan 19-20 Eylül günlerine kadar geçen sürede de, ne yapar, ne yapmaz, yaparsa ne zaman yapar gibi tartışmalar yine sahneden inmek bilmez. Bu kapsamda FED yetkililerince farklı açıklamalar klasiği devam etse de, elbette işin özünde ABD ekonomisinin performansına dair görüş ve beklentiler yatıyor.
Aslına bakarsanız, ülkede iktisadi aktivitenin yolunda gittiği söylenebilir. FED'in bu bağlamda izlediği işsizlik oranında, Temmuz döneminde 16 yılın en düşüğü olan yüzde 4,3 seviyesinin kaydedilmiş olması bunun bir göstergesi… Yetkililerden de sık sık işittiğimiz üzere, istihdam güçlü seyrini sürdürerek, ekonominin sağlığına dair hayırlı sinyaller veriyor. Hal böyle olunca da, bu gelişmelerin enflasyonu da tetiklediği bir ortam bekleniyor. Oysa fiyatlar, halen beklenen hareketlenmeyi başarabilmiş değil. Temmuz ayında yüzde 1,7 ile beklentilerin altında kalan manşet enflasyon, yılın ilk aylarındaki nispeten yüksek düzeyleri açıkçası aratıyor. Elbette FED, aydan aya oynayabilen enflasyon verilerini, salt açıklanan flaş rakamlarla değerlendirmiyor. Bununla birlikte, daha uzun bir aralık penceresinden bakıldığında dahi istatistikler pek tatmin etmiyor. Tüketici yıllık enflasyonu bu bağlamda hayal kırıklığı yaşatırken, çekirdek tarafında ise son 3 veridir yüzde 1,7'ye sabitlenmiş bir durum olduğunu eklemekte fayda var. Öte yandan, FED'in özellikle izlediği ve kişisel tüketim harcamalarını yansıtan PCE'deki gelişim de, bu satırlar yazılırken eldeki en son veriye göre (çekirdekte) yüzde 1,5'lik bir orana işaret ediyor. Enflasyon hedefinde yüzde 2'ye bakan ABD Merkez Bankası için elbette para politikasının temelini ileriye dönük tahminler oluştururken, gerek süregelen gevşekliğin nedenini gerekse gelebilecek bir hareketlenmenin kalıcılığını sorgulamak gerekiyor. Buna ek olarak, ABD'de işgücü piyasası toparlanırken gözlerin dikildiği bağlantılı göstergelerden biri de, ücretler olmaya devam ediyor.
Ücretlerdeki artışların yeterince hızlanıp hızlanmadığı tartışılırken, San Francisco FED'in Ağustos ayında yayımladığı kısa bir çalışma, ortalamayı geçici ya da yarı zamanlı çalışanların düşürdüğüne işaret ediyor. Nitekim verilere göre, tam zamanlı grubun ücret artışlarının yolunda gittiği görülüyor. FED faiz kararında bu tür ayrıntıları dikkatle izlemeye devam edecekken, bilanço normalleşmesine yaklaştığının da mesajlarını veriyor. Bebek adımlarıyla ilerleyeceği öngörülen tüm bu gelişmeleri takip etmeyi sürdürmek ise, önümüzü daha net görebilmek açısından önem taşıyor.