Emtianın görünümü
Son dönemde küresel piyasalarda belirginleşen birtakım eğilimler güçlü potansiyel etkileri açısından bilhassa gelişmekte olan ülkeler tarafından yakından izleniyor. Bunlar arasında ABD başta olmak üzere gelişmiş ekonomilerde ilerleyen para politikası normalleşme süreçleri önemli bir rol oynarken, petrol fiyatları da giderek dikkat çeken bir grafik çiziyor. Özellikle İran odaklı birtakım jeopolitik ve siyasi gelişmelerin de katkısıyla 2018'in ilk çeyreğini yükselişle geride bırakan petrol, yılın ikinci üç aylık döneminde de yukarı yönlü bir grafik çizmeyi sürdürüyor. Brent'te 80 dolar eşiğini gören ve Kasım 2014 sonrası en yüksek seviyelerine ulaşan söz konusu fiyatlar, kuşkusuz bu süreçte talep güçlenirken arz tarafından gelen birtakım gelişmelerden de etkileniyor. Bunlar arasında OPEC'in devam eden limitli üretimi bir yana özellikle Venezuela'nın petrol arzında bir süredir gözlenen hatırı sayılır düşüş öne çıkıyor. Elbette son dönemde arz yönünde yaşanan bu tür gelişmelere, ABD tarafından gelen kaya petrolü üretim artışının ise ters istikamette eşlik ettiğini eklemek gerekir.
Bu kapsamda petrolde olduğu gibi doğal gaz fiyatlarında da kaydedilen toparlanma neticesinde, enerji fiyatları 2018'in ilk aylarında yukarı yönlü bir eğilim sergilemiş oldu. Yılın geri kalanında enerji cephesinde yaşanacak fiyatlamalar ise büyük ölçüde, Ortadoğu'daki gelişmelerin nasıl bir seyir alacağı, OPEC anlaşmasının nereye evrileceği ve bağlantılı olarak ABD kaya petrolünün ne yönde ve derecede hareket edeceğiyle belirlenecek. Bununla birlikte genel tahmin, 2018 yılının enerji fiyatlarında 2017'ye kıyasla belirgin bir artışla tamamlanacağı yönünde… Örneğin; Dünya Bankası'nın bu doğrultudaki son tahmini yüzde 20'lik bir yükselişe işaret ediyor.
Öte yandan bu senenin emtia fiyatları bağlamında tek güçlenen aktörü petrol değil. Nitekim enerji harici emtianın büyük kısmının da yılın ilk dönemlerinde başını yukarı kaldırdığı gözleniyor. Bu gelişmenin arkasında petrolde de rol oynayan talep güçlenmesi önemli bir etken olurken, arz tarafında beliren gelişmelerin de sesi çıkabiliyor. Hatta bu noktada metal fiyatlarında kaydedilen genel artış bir örnek olarak verilebilir. Elbette kategorinin alt unsurlarına inildiğinde farklı görünümlere rastlamak mümkün. Bu bağlamda demir cevheri fiyatında bir düşüş yaşanırken, çinko ve nikelde ise tırmanışlar söz konusu… Metal mevzuunda ABD'nin alüminyum ve çelik üzerindeki vergi kararları da son dönemde bir etken olurken, tüm kategoride bu yıl ortalama yüzde 9 civarı bir fiyat artışı bekleniyor. İlgili seyirde, küresel talep ile Çin'deki gelişmeler ve ayrıca ticari korumacılığa dair gelişmeler ağırlıklı rol oynayacak. Öte yandan kıymetli metaller ve gıdada da bu yıl tek haneli yukarı yönlü fiyat beklentileri var. Enerji dışı emtiayı bir araya toparlarsak da, Dünya Bankası'nın yıl sonu projeksiyonları, 2017'ye kıyasla yüzde 4'lük bir artıştan söz ediyor.