AB'nin Ekonomik Entegrasyonu
AB'nin küresel kriz sonrası ciddi ekonomik sorunlarla boğuştuğu malumunuz. Söz konusu sorunlar ise bölgenin ekonomik ve parasal entegrasyonu kapsamında, ülkelerin büyüme, işsizlik, borçluluk gibi çeşitli boyutlarda birbirinden ayrışan görünümler çizmesine katkıda bulundu. Bu noktada en basit uç örnekler olarak krizden yakasını kurtaramayan Yunanistan ile bölgenin motor gücü Almanya akla gelirken, mensup ekonomiler arasında farklı derinliklerde uçurumlar açıldığını söylemek mümkün. Bu durum ise, Avrupa projesine dair hayallerin yıkılıp yıkılmayacağına dair tartışmaları daha bir alevlendiriyor. Nitekim projenin çıkış noktalarından birinin üye ekonomilerin birbirine yakınsayacağı bir model olduğu hatırlandığında, sürdürülebilir bir birliktelik için ilgili sorunların çözüm beklediği ortada...
Tam bu noktada, 19 Haziran tarihinde Brexit görüşmelerinin resmen başladığını hatırlamakta fayda var. Zira bu sürecin hedeflenen minvalde nihayete ermesiyle birlikte, Euro Bölgesi'ne üye ekonomilerin, AB GSYH'sının yüzde 85'lik ağırlıklı bir bölümünü temsil edeceği dikkat çekiyor. Bu ise, ortak para biriminin ve birliğinin AB açısından ne büyük anlam ifade ettiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu bağlamda, parasal birliğe dair problemlerin çözülmesi bölgenin sağlığı açısından kritik bir mesele olarak karşımıza çıkarken, AB ekonomisinin mali birlik açısından da elden geçirilmeye ihtiyacı olduğu giderek daha çok dillendiriliyor.
İşte bu ve benzeri mevzuların ehemmiyetinin farkında olan AB otoriteleri de, duruma son aylarda el atmış görünüyor. Nitekim 25 Mart 2017 tarihinde Roma Zirvesi'nde buluşan AB liderleri birbirlerine, “Ekonomik ve Parasal Birliği (EMU) ekonomilerin birbirine yakınsadığı şekilde tamamlamaya yönelik çalışmalar yapma” sözü vermişti. Bunun akabinde Mayıs ayında ise Avrupa Komisyonu'nun EMU'nun derinleştirilmesine yönelik bir rapor hazırlayarak bu konuda bir yol haritası çizdiğine şahit olduk ki, bu, ilgili çalışmalara girişilmesi yönünde önemli bir adım oldu.
Bu bağlamda rapor çok kısaca özetlenecek olursa, 2019 yılına kadar uzanan ilk safhada Bankacılık Birliği ile Sermaye Piyasaları Birliği'nin tamamlanmasının öngörüldüğü söylenebilir. Bu kapsamda ise, finans sektöründeki riskleri azaltmaya yönelik tedbirlerden mevduat sigorta modeline kadar uzanan çeşitli aksiyon önerileri var. Sonrası için menzile alınan 2020-2025 arası dönemde ise, Mali Birlik boyutunu da içeren bir EMU yapılanması öneriliyor. Elbette bu noktada söz konusu raporun, bölgenin ekonomik geleceğine dair tartışmalara sadece zemin hazırlayan bir nitelikte olduğunu da vurgulamak gerekir. Sonuç olarak ise AB'nin, EMU'daki çatlakları sıvamak zorunda olduğu ortada… Aksi takdirde, sinyalleri zaman zaman yoğunlaşan çatırdama risklerinin önüne geçilmesinin hayli zor olacağının herkes farkında…