Yüksek faizin sebebini doğru yerde arayalım
Enflasyon gibi, bazı ülkelerde faizlerin yükseltilmesi iyi haber bazı ülkelerde ise kötü haber olarak değerlendiriliyor. Örneğin, ABD'de “artık işler iyi gidiyor, faizlerin enflasyona yakın olması gerekiyor” şeklinde yorum yapılırken, enflasyon ve kur baskısı yaşayan ülkelerde faizlerin yükselmesi olumsuz bir sonuç olarak nitelendiriliyor. Gelişen ülkelerde ortalama yüzde 6, gelişmiş ülkelerde ise ortalama olarak yüzde 0,5 civarında olan Politika Faizleri, yıl sonunda doğru yükselmeye başlayacak gibi.
Türkiye'de ise yüksek faizle nasıl mücadele edileceği konusunda tartışmalar devam ediyor. Politika Faizleri artık belirleyici olmadığı için, Geç Likidite Penceresindeki fonlama seviyesine baktığımızda yüzde 12,75'te olduğumuzu görüyoruz. Elbette bu maliyetin sebebi enflasyon, kaynak miktarı ve risklerle doğru orantılı. Bazıları kendiliğinden yükselen faizlere bakarak yanlış yorumlarda bulunuyor. Merkez Bankası radikal faiz artışlarına gitseydi bile enflasyonu yüzde 5'lik hedefe yaklaştırmazdı. Sebebini söyleyeyim.
Sürekli olarak artan dolaylı vergiler ve gümrük vergileri sebebiyle maliyetler yükselirken, “sıkı para politikası” ile enflasyonu düşürmek zor. Bir de tarımdaki sorunlar var elbette. Gıda fiyatlarındaki yükselişin sebebi ise, tarım ürünleri piyasasındaki oligopol yapı ve doğru pozisyonlanamayan destekler. Özetle, ne üreten memnun ne tüketen.
Gümrük Bakanlığı geçen haftalarda Ocak ayı dış ticaret verilerini açıkladı: İthalatın artış hızı, ihracatın artış hızından üç kat fazla gerçekleşmiş. Sadece Ocak ayında dış ticaret açığı 9 milyar dolar olmuş. Hem de enerji fiyatları artışları daha mütevazı haldeyken.
Demek ki; ithalata ilave vergi koyarak veya Gümrük Birliği Anlaşmasını by-pass ederek ÖTV ve KDV'yi artırarak Dış Ticaret Açığı ve Cari Açık düşmüyormuş. İhracatı artırarak düşürmek lazım ama, parite marifetiyle değil. Yüksek katma değer üreterek. Bunun için maliyetlerin rekabetçi olması lazım. Rekabetçilik ithalatı pahalı hale getirerek sağlanamaz.
“Dış Ticaret ve Maliye Politikası gözden geçirilmeli...”
Gelinen noktada faiz de düşmüyor. Çünkü hem enflasyon yüksek ki sebebini yukarıda anlattım, hem de kamu piyasadan sürekli para çekiyor. Bu şartlar altında faizlerin düşmesini beklemek hayalperestlik olur. Önce enflasyon düşmeli. Nasıl yapılacağı da belli. Yukarıda bahsettiklerimin tersi yapılırsa, sorun orta vadede çözülür.
Tabii; enflasyon ve vergiler yüksek olunca tasarruflar artmıyor. Kredi almaya mecbur olunuyor. Borçlanma Piyasasına devlet tüm gücüyle girdiğinde ise, özel kesim ve bireylere kullandırılacak kaynağın maliyeti artıyor. Özetle, faiz bir türlü düşemiyor.
Tüm bunların çözümü belli. Uygulanan dış ticaret, maliye ve borçlanma politikasını en baştan gözden geçirmek.