Para birimleri ve Türk Lirasında gelişmeler
İhracatımız açısından gerek Türk Lirasında, gerek önemli para birimlerinde gerekse rakibimiz olan ülkelerin para birimlerinde yaşanan gelişmeler önem taşıyor. Bu çerçevede yılın ikinci yarısında önemli bir sürece girerken Para birimlerindeki ve Türk Lirasındaki gelişmeleri değerlendirelim;
Öncelikle rezerv paralar içinde ABD doları Trump yönetiminin yarattığı tüm risklere ve belirsizliklere rağmen değer kazanmaktadır. Dolar yılsonuna kadar bugünkü koşullarda güçlü kalacaktır. ABD'de Trump yönetiminin yarattığı risklere rağmen ekonomide yaşanan hızlı büyüme ve enflasyondaki artışlar sonucunda ABD merkez bankası Fed Eylül ve Aralık aylarında birer kez daha faiz artıracaktır. İki faiz artışına temkinli yaklaşan Fed üyeleri dahi şimdi iki faiz artışını desteklemektedir. 2019 yılında da en az 3 faiz artışı beklentisi bulunmaktadır. Bu faiz artışı beklentileri çerçevesinde 2018 yılsonuna kadar dolar güçlü kalacaktır.
Avrupa Birliği büyüme açısından 2018 yılını yine iyi geçirmektedir. Ancak enflasyon konusunda hedeflere doğru ilerleme beklentilerden yavaş gerçekleşmektedir. Bu nedenle Avrupa Merkez Bankası parasal genişleme programından çıkışta çok temkinli davranmaktadır. Şu anki beklenti Avrupa Merkez Bankası'nın 2018 sonunda parasal genişlemeye son vermesidir. Ancak negatif seyreden faizlerde en erken artışı 2019 sonu olarak öngörülmektedir. Faizler artarsa ilk aşamada negatiften sıfıra daha yeni çıkacaktır. Bu beklentiler çerçevesinde de euro dolar karşısında zayıf kalmaktadır. Euro dolar paritesi ise 2018 yılsonu için 1,30 olan beklentilerin tam tersine 1,10 ve altına doğru hareket etmektedir.
İngiltere para birimi sterlin ise Brexit sonrası önemli ölçüde değer kaybetmiş, 2017 yılında kayıplarının bir bölümünü telafi etmişti. 2018 yılının ikinci yarısına girerken ise sterlin yine zayıflamaktadır.
Ticarette korumacılık adımları da para birimlerini etkilemektedir. İsviçre ve Japonya gibi ihracatçı ve ihracat fazlası veren iki ülkenin para birimleri ticari korumacılıktan en çok etkilenebilecek para birimleri olarak görülmektedir. Bu nedenle İsviçre Frangı ve Japon Yeni üzerinde de baskı bulunmaktadır.
Ticaret savaşlarında ABD'nin açık hedefi olan Çin para birimi de değer kaybetmektedir. 2018 Nisan ayında 6,25 olan dolar Çin Yuanı paritesi 6,95'e kadar yükselmiştir. Yuan dolar karşısında yüzde 11,0 değer kaybetmiştir. Korumacılık önlemlerinin bir savaşa dönüşmesi halinde yuan daha da değer kaybedebilecektir.
Gelişen ülke para birimleri ise göreceli olarak dolar karşısında daha istikrarlı kalabilmektedir. Arjantin, Türkiye ve Venezüella hariç diğer ülke para birimlerinde değer kayıpları daha sınırlı olmaktadır. Hindistan, Polonya, Brezilya, Meksika gibi ülkelerin para birimlerinde makul değer kayıpları yaşanmaktadır. Doların güçlenmesi karşısında gelişen ülke para birimleri ile ilgili küresel risk yaratacak bir endişe bulunmamaktadır.
ABD'nin farklı gerekçeler ile yaptırım uyguladığı Rusya ve İran para birimlerinde ise kayıplar daha yüksek yaşanmaktadır. Özellikle İran para biriminde çok yüksek bir devalüasyon gerçekleşmiştir. Rusya'da ise ruble yaptırımlardan ve doların değer kazanmasından olumsuz etkilenmekle birlikte enerji fiyatları seviyesi Rubleyi desteklemektedir. Para birimlerinde dalgalanmalar öngörülebilir ve oldukça sınırlı gerçekleşmeye devam edecektir.
Bu koşullar Türkiye'nin ihracatı için de olumlu olmaktadır. Türkiye'nin yapması gereken ise bir an önce Türk Lirasına istikrar kazandırması ve öngörülebilir kılmasıdır.