Büyüme için ihracata olan ihtiyaç daha da artacak
İhracata dayalı büyümede Türk Lirasının gelmiş olduğu seviyeler de destek sağladı. Daha önceki yıllarda dünya ekonomisindeki canlanma dönemlerinde dış talep artar ancak Türk Lirası da değer kazanırdı. Bu kez TL'nin önemli ölçüde değer kaybettiği bir süreçte dış talep genişlemeye devam ediyor. Türk Lirasının mevcut seviyeleri ihracatı desteklemeye devam edecek.
Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 5,1 büyümüştür. İlk çeyrek büyümesi de yüzde 5,0'den yüzde 5,2'ye güncellenmiştir. Yılın ilk çeyreğinde sağlanan yüzde 5,2 ve ikinci çeyreğinde gerçekleşen yüzde 5,1 büyüme Türkiye ekonomisinde büyümenin yüzde 5,0 patikasına taşınmakta olduğunu göstermektedir. Muhtemelen yılın üçüncü çeyreğinde ilk yarıdan daha hızlı, son çeyreğinde ise ilk yarıdan daha yavaş bir büyüme olacaktır. Böylece yıl genelinde yüzde 5-6 arasında bir büyümeye ulaşılmış olacaktır.
2017 yılının ilk yarısında Türkiye ekonomisinde daha sağlıklı bir büyüme sağlanmıştır. Bunun ana nedeni de büyümenin daha çok net ihracat katkısı ile sağlanmış olmasıdır. Böylece hızlı büyüme-yüksek cari açık sarmalı oluşmamıştır. Yılın ilk yarısında gerçekleşen yüzde 5,1 büyümenin 2,33 puanı ihracattan gelmiştir. İthalatın yüzde 0,37 puan geriletme etkisi düşüldüğünde ulaşılan net ihracatın katkısı ise 1,96 puan olmuştur. İhracata dayalı büyüme Türkiye için en sağlıklı ve tercih edilen büyüme modelidir.
İhracata dayalı büyüme aynı zamanda imalat sanayinde de büyümeyi hızlandırmaktadır. Nitekim yılın ilk yarısında imalat sanayi yüzde 6,0 büyümüştür. İmalat sanayindeki bu büyüme sanayileşme perspektifi açısından olumludur.
İhracata dayalı büyümeye dünya ekonomisindeki iyileşme de katkı sağlamıştır. 2015 ve 2016 yıllarındaki yavaşlama ardından dünya ve AB ekonomilerindeki büyümenin hızlanması Türkiye'de ihracat artışını desteklemiştir. Dünya ekonomisi uzun aradan sonra ilk kez yüzde 3,0 büyümeye ulaşmaktadır. AB ekonomisi de yılın ilk yarısında yüzde 2,3 büyümüştür. Türkiye'de büyümeyi sürükleyen ihracat AB ekonomilerindeki büyümeden olumlu etkilenmiştir.
İhracata dayalı büyümede Türk Lirasının gelmiş olduğu seviyeler de destek sağlamıştır. Daha önceki yıllarda dünya ekonomisindeki canlanma dönemlerinde dış talep artar ancak Türk Lirası da değer kazanırdı. Bu kez TL'nin önemli ölçüde değer kaybettiği bir süreçte dış talep genişlemeye devam etmektedir. Türk Lirasının mevcut seviyeleri ihracatı desteklemeye devam edecektir.
Büyümede olumsuz gelişme özel sektör yatırımlarındadır. İhracat artışı ile hızlanan üretim sanayide kapasite kullanım oranlarını yüzde 80'e yaklaştırmıştır. Buna rağmen makine ve teçhizat yatırım harcamaları yılın ilk yarısında reel olarak gerilemiştir. Canlanan iç ve dış talebe rağmen yatırım iştahı zayıftır. Zenginleştirilen yatırım teşvikleri yılın ilk yarısında yatırımları henüz harekete geçirememiştir.
Yılın ilk yarısında büyümeyi olumlu etkileyen bir diğer unsur ise başta KGF garantili krediler olmak üzere verilen kamu teşvikleri ve destekleri olmuştur. Ancak verilen bu destekler Eylül ayından itibaren yılsonuna kadar kademeli olarak sona erdirilecektir. Muhtemelen iç talepte bir gevşeme yaşanacaktır. Bu aşamada büyümeyi yüzde 5,0'in üzerinde tutmak için ihracatın daha yüksek katkısına ihtiyaç duyulacaktır. İhracat daha da önemli hale gelecektir. Yüzde 5,0 büyüme temposunu sürdürülebilir kılmak için ihracatı artırmaya odaklı reformlara devam edilmelidir. Ayrıca dış politika ve jeopolitik riskleri de daha iyi yönetmelidir.