TTG'ye taze kan…
TTG'ye taze kan…
Türkiye Tanıtım Grubu (TTG), geniş katılımlı bir toplantı düzenledi. TTG'nin Danışma Kurulu ve Yönetim Kurulu üyelerinin yanısıra sektör temsilcilerinin katıldığı toplantıda 2020-21 yıllarına yönelik çalışmalarla ilgili yaklaşımlar ve stratejiler konuşuldu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin bünyesinde ve Ticaret Bakanlığı'nın denetim ve yönetiminde faaliyet gösteren Türkiye Tanıtım Grubu (TTG), 19 Ekim günü Raffles Otel'de geniş katılımlı bir toplantı düzenledi. TTG'nin Danışma Kurulu ve Yönetim Kurulu üyelerinin yanısıra sektör temsilcilerinin katıldığı toplantıda 2020-21 yıllarına yönelik çalışmalarla ilgili yaklaşımlar ve stratejiler konuşuldu…
TTG'ye de riyaset eden TİM Başkanı İsmail Gülle'nin açılış konuşmasıyla başlayan çalışmalar, TİM Genel Sekreteri Prof. Dr. Kerem Alkin'in moderatörlüğünde ilerledi. Tartışmalar pek çok konuyu kapsasa da ana eksende şu tartışma yer alıyordu:
TTG sadece ihraç hizmet ve mal ürünlerinin ve Türk malının iletişimini mi yapmalıydı; yoksa ülke markası ve itibarının artırılması işine de odaklanmalı mıydı?
Ülke markası ve itibarının dünyadaki endekslerdeki yeri pek iç açıcı değildi. TTG için dünyanın çeşitli ülkelerinde araştırmalar yapmış olan Era Research ve FutureBright'ın yetkilileri araştırma sonuçlarını anlattılar.
Bu arada Charles Funbrun'un kurucusu olduğu New York'ta faaliyet gösteren Reputation Institute tarafından yürütülen ve çeşitli kriterlerden yola çıkarak dünyanın 55 ülkesini itibar skorlarına göre sıralayan 2019 araştırması gündeme geldi. Sıralama şöyleydi:
1. İsveç, 2.İsviçre, 3. Norveç, 4. Finlandiya, 5. Yeni Zelanda, 6. Kanada, 7. Danimarka, 8. Avustralya, 9.Hollanda, 10. İrlanda, 11. Japonya, 12. İspanya, 13. Avusturya, 14. Belçika, 15. İtalya, 16. Portekiz, 17. Singapur, 18. Birleşik Krallık, 19. Almanya, 20. Çek Cumhuriyeti, 21. Fransa, 22. Yunanistan, 23. Tayland, 24. Tayvan, 25. Peru, 26. Polonya, 27. Malezya, 28. Şili, 29. Arjantin, 30. Vietnam, 31. Güney Kore, 32. Birleşik Arap Emirlikleri, 33. Endonezya, 34. Brezilya, 35. Filipinler, 36. ABD, 37. Hindistan, 38. Güney Afrika, 39. Mısır, 40. Meksika, 41. Katar, 42. İsrail, 43. Romanya, 44. Türkiye, 45. Çin, 46. Cezayir, 47. Bangladeş, 48 Kolombiya, 49. Venezuela, 50. Nijerya, 51. Rusya, 52. Sudi Arabistan, 53. Pakistan, 54. İran, 55. Irak…
Durum sadece bu listede pek iç açıcı olmasa, diğer araştırma ve endekslerde çok daha pozitif sonuçlar alınmış olsa, burada Türkiye'ye karşı uzunca bir süredir yürütülmüş olan kara propagandanın etkisi, manipülasyon var, falan diyeceğiz…
Oysa yıllardır ölçülen ve Türkiye'nin bir zamanlar ilk 30'da yer aldığı ancak son yıllarda listeye dahi giremediği 'Yumuşak Güç Endeksi' ve TTG'nin yaptırdığı iki araştırma aynı yönde sinyaller vermekte… (Soft Power Index-Yumuşak Güç Endeksi için bkz.:Portland Communications and the USC Center on Public Diplomacy)…
Türkiye bu durumun farkında… Bir yıl önce Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin devreye girmesi ve buna bağlı olarak İletişim Başkanlığı'nın kurulması sayesinde, iletişimi, tek merkezden stratejik hedeflere dönük, derinlikli, disiplinli ve entegre bir biçimde yönetmek üzere önemli adımlar atılmakta…
TTG ve benzeri kurumların da bu entegrasyon içinde pozisyon almalarının en doğru yol olacağı konusunda herkes mutabık. Biraz da bu entegrasyonu sağlamak amacıyla olsa gerek, İletişim Başkanlığı'ndan Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Zahid Sobacı TTG'nin Yönetim Kurulu toplantılarına katılmakta, istişarelerde rol almakta.
Toplantıda mutabakat sağlanarak gelinen nokta iki ana eksende özetlenebilir:
1. Hız (özellikle projelerin eksiksiz hazırlanma sürecinde ve karar aşamalarında);
2. İhracatçı Birliklerinin, üçlü-dörtlü gruplar hâlinde biraraya gelerek etkili projeler üretmeleri. Bütçelerinin bu iş birliği ve etkililiğe izin verecek dereceye ulaşmış olması;
3. Bazı büyük projelerde ülke markası ve itibarının da yükseltilmesine ve kilit mesajların bu doğrultuda verilmesine özen gösterilmesi…
Gördüğümüz kadarıyla TTG o toplantıdan taze kan alarak çıktı…