Dalgalara Rağmen Rotamız Değişmeyecek
Küresel ticaretin seyri, tarihte hiç bu kadar değişkenlik ve belirsizlik göstermemişti. ABD-Çin ticaret savaşları, gelişen ülke piyasalarından dev şirketlere kadar tüm dünyayı derinden etkiliyor. Brexit sonrası, bizim de en büyük pazarımız olan Avrupa Birliği'ni nasıl bir gelecek beklediğini herkes merak ediyor.
Türkiye bu süreçte, tüm dünya ile siyasi ilişkilerini güçlü, istikrarlı ve sürdürülebilir kılıyor ve bu da dış ticaretimize olumlu tesir ediyor. Hükümetimizin, siyasi ilişkileri ticarete katkı sunacak şekilde ele aldığını görüyoruz. Türkiye ile siyasi alanda görüş ayrılıkları olan ülkelerin ticari konuları ayrı tutmaları yönünde ikna edilmesi, ihracatçılar olarak Dışişleri Bakanlığımızdan beklentimizdir. Brexit'in getireceği süreçde göz önünde tutularak, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi kaçınılmazdır. Bu, AB pazarındaki varlığımızı güçlendirecek, pazar çeşitliliğimizi artıracak ve yeni ticari ilişkilere yönelmemizi sağlayacaktır.
Ekonomideki dengelenme sürecinde ihracatçılarımız da üzerine düşeni yapıyor ve her ay rekorlar kırmaya devam ediyorlar. İhracatımız Temmuz ayında yüzde 8,3 artış göstererek 16 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihi rekoruna imza attı. İhracatçının tek çatı kuruluşu TİM olarak, üzerimize düşen görevlerin farkındayız ve çalışmaya hız kesmeden devam ediyoruz.
Geçtiğimiz ay içerisinde Meclisimizi ziyarete gelen Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Berat Albayrak da ihracatçının daima yanında olduklarını bir kez daha ifade etmiştir. Bakanımızla yaptığımız toplantıda, ihracatçıların sorunlarını ve taleplerini doğrudan iletme şansı bulduk. TİM'in faaliyetleri ve projelerini masaya yatırdık. Bu ziyaretten büyük bir memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek isterim. 83 bini aşkın ihracatçımızla, ülkemizin bayrağını tüm dünyada dalgalandırmaya devam ediyoruz. Sayın Bakanımızın da bizlere verdiği destekle ihracatı daha iyi noktalara taşıyacağımıza inancımız tam. Bu yılın sonunda 182 milyar dolar olan hedefimizi, 2023 yılında 230 milyar dolara taşımak kritik önceliğimizdir. 2030 için de 400 milyar dolara azimle koşmayı sürdüreceğiz. TİM olarak, 'Güçlü Türkiye, Güçlü Ekonomi, Güçlü İhracat, Güçlü İnsan Kaynağı, Güçlü Altyapı ve İhracat Ekosistemi' vizyonumuz doğrultusunda hedeflerimize emin adımlarla yürüyoruz.
Ağustos ayı içerisinde Ankara'da gerçekleştirilen 11'inci Büyükelçiler Konferansı da ihracatçıların önceliklerini aktarabilmek adına bizler için çok anlamlıydı. Büyükelçilerimizin, ihracatçılarımızın yaşadığı sorunlar için her türlü mücadeleyi ortaya koymaları, ülkemize döviz kazandırmamız için büyük önem taşıyor. İhracat hedeflerimizi ülke ve ürün bazlı pazara giriş ve tutunma stratejileriyle yürütüyoruz. Yeni üretim ve yatırım modellerine yeni nesil teşvikler de eklenirse, ihracatımızı çok daha ileri seviyelere taşımamız mümkündür.
Bugün 223 ülkede, 180 milyar dolara ulaşan mal ve 50 milyar dolara ulaşan hizmet ihracat kalemlerimizle ülke markamızı ve algımızı, daha da iyi seviyelere taşımak için uğraşıyoruz. Geleneksel ihraç pazarlarımız olan AB, Ortadoğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika'da mevcut ihraç ürünlerimizin yanına, iklimlendirme, süs bitkileri, mücevher, elektronik gibi ürünleri ekledik. Yükselen pazarlarımızdan Güney Amerika'da çelik ve makine sektörleri başarı sağlarken, Uzakdoğu'da ise gıda ve su ürünlerinde boy gösteriyoruz.
Ancak, gidecek daha çok yolumuz olduğu açık. Ticaret savaşları, Brexit, gümrüksüz Afrika gibi konularda siyasi yaklaşımları ticari başarılara dönüştürebiliriz. ABD pazarında Çin'in bıraktığı alanı doldurabilir, hem İngiltere hem AB ülkeleri ile yeni bir evreye geçebiliriz. Afrika'da ise bizi bekleyen büyük fırsatlar var. TİM olarak, güçlü Türkiye hedefi doğrultusunda bizden bekleneni karşılamaya inançlıyız. Dünya ticaret denizinde sular dalgalansa da, Türkiye rotasından sapmadan yoluna devam edecektir.