İhracat Türkiye'ye mutluluk getiriyor
Türkiye'nin zenginleşmesine ciddi katma değer getiren ihracatçılar, Türkiye'de yaşayan insanların mutluluklarına da katkıda bulunduklarını iç huzuruyla iddia edebilirler. Çünkü Türkiye G20 içindeki o 4 ülkeden biri değil. Yani, doyma noktasına ulaşılmış değil bizim ülkemizde. O nedenle de büyüdükçe ve de zenginleştikçe, mutluluk da doğrusal olarak artacaktır.
Geçenlerde açıklanan bir bilimsel araştırma, biraz da abartarak söylersek, halk arasında yıllardır dolaşan bazı atasözlerini, halk deyişlerini doğrular nitelikteydi. Bilindiği üzere “Para ile saadet olmaz”, “Gönüller sevince samanlık seyran olur”, “Zenginin parası fakirin çenesini yorar”, “Umut fakirin ekmeği, ye Mehmet ye!” gibi onlarca bilimsel dayanağı pek de bulunmayan deyiş vardır…
Konuya bilimsel açıklık ise İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Şeker'den geldi. Hoca, yaptığı araştırmaların sonuçlarından yola çıkarak, gelişmiş ülkelerde gelir artışının mutluluk etkisi yaratmadığını, gelişmekte olan ülkelerde ise bu durumun tam tersine işlediğini bildirmiş...
Şeker'e göre gelir belli bir noktaya kadar mutluluk getiriyormuş; ancak devamında sağlanacak gelir artışı mutluluğu aynı oranda artırmıyormuş. Bu arada bildiğiniz üzere halk arasında, biraz da züğürt tesellisi kabilinden, fazla gelirin mutsuzluk getirebileceğine inananlar bile vardır. Murat Şeker hoca ayrıca, yüksek gelire sahip ülkelerin mutluluk sıralamalarında her zaman ön sıralarda yer almadığını da ifade etmiş.
Ülkelerin geliri arttıkça mutluluk seviyesinin de artacağı iddiasının, ancak âdil bir gelir dağılımının olduğu, işsizlik ve enflasyon oranlarının düşük seyrettiği ülkelerde kabul edilebilir olduğunu ifade eden Şeker, şu tespitlerde bulunmuş:
"Dünya Mutluluk Raporu'nun sonuçlarına göre, dünyanın en büyük ekonomilerine sahip G20 ülkeleri arasından sadece 4 ülkenin mutluluk sıralamasında ilk 20'ye, sadece 10 ülkenin ise ilk 50'ye girdiği görülüyor. Yine dünyanın en büyük ekonomisine sahip ülkelerden biri olan Çin'in mutluluk sıralamalarında düşük bir performans izlediğine işaret ediyor. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler üzerine yaptığım araştırmalara göre gelişmiş ülkelerde gelir artışı mutluluk etkisi yaratmıyor, gelişmekte olan ülkelerde ise bu durum tersine işliyor. ABD, Fransa ve Japonya'da son 50 yıllık dönem incelendiğinde, gelirin sürekli artmasına rağmen mutluluk seviyesinde önemli bir artış görülmüyor."
Şeker'e göre, ülke ekonomisinin büyüklüğüyle mutluluk arasındaki ilişki her zaman doğrusal değil; bireysel gelirin artması sürekli olarak mutluluğu artırmıyor. Nobel ödüllü iktisatçı Deaton'un yaptığı araştırmaya da değinen Murat Şeker, Amerika Birleşik Devletleri'nde en fazla mutluluğun sağlandığı ortalama gelirin yıllık 75 bin dolar olduğunun, bu gelirin üstüne çıkıldığında mutluluk seviyesinin artmadığının altını çiziyor.
Türkiye'de yaşam memnuniyeti ile mutluluk arasındaki ilişkiye de dikkat çeken Şeker, "Dünya Değerler Araştırması'nın sonuçlarına göre Türkiye'de yaşam memnuniyetine kıyasla daha yüksek düzeyde hissedilen mutluluk seviyesi bulunduğu görülüyor" demiş.
Bu tespitlere göre Türkiye'nin zenginleşmesine ciddi katma değer getiren ihracatçılar, Türkiye'de yaşayan insanların mutluluklarına da katkıda bulunduklarını iç huzuruyla iddia edebilirler. Çünkü Türkiye G20 içindeki o 4 ülkeden biri değil. Yani, doyma noktasına ulaşılmış değil bizim ülkemizde. O nedenle de büyüdükçe ve de zenginleştikçe, mutluluk da doğrusal olarak artacaktır.
Her ihracat rekorunun, ülkemiz insanının mutluluğunu bir nebze olsun artırmak üzere ileriye doğru atılmış bir adım olduğunu söylemek hiç de abartı olmaz.
Yeter ki Türkiye'nin ve de ihracatçıların önünü tıkamasınlar, ya da çıkar çatışmaları ve bölgesel projeler, operasyonlar nedeniyle Türkiye'ye yokuş yapmasınlar, gölge etmesinler yeter…