Ex oriente lux…
Latince bir kavram. Işık doğudan yükselir, anlamında. Dünyanın bu halinde… Orta Doğu'nun şu halinde… Kuzey Kore fitili ateşledi, ateşleyecek derken… Çin'in dünyaya hükmetmesinden endişe edilirken… Bu sözü hatırlamak ve de hatırlatmak biraz lüks kaçabilir…
Ancak öyle değil… Biz 'doğudan yükselen ışık' kavramını maddede değil mânâda anlıyoruz. Hatta bazı düşünürlere göre, ışık bu kez sadece Doğu'dan değil, doğrudan Türkiye'den yükselecek (ya da yükselmekte)…
Bunun tam tersini iddia edenlerin, “Türkiye'den bir cacık olmaz” diye söylenenlerin sayısının az olmadığını elbette biliyoruz. Ancak böyle düşünenler, keşke TİM'in 17 Haziran'da Tarabya Oteli'nde düzenlediği Genel Kurulu'nu yaşayabilmiş olsalardı, önyargıları düşüncelerini değiştirmelerine engel olsa da belki bir ihtimal içlerine şöylesine bir kuşku düşebilirdi: “Acaba Türkiye, tüm mazlumların, yoksulların umudu olmayı bir kez daha başarabilir mi?..”
Bu arada Batı içten içe eriyor adeta… ABD, BP'ye milyarlarca dolar ceza kesiyor; Apple, AB kurallarına aykırı vergi indirimi sağlandığı gerekçesiyle İrlanda'ya yaklaşık 15 milyar dolar ödeme yapmaya mahkûm oluyor. ABD ise Almanya'nın simge bankası Deutsche Bank'a 7,3 milyar dolar, kara para aklamadan 630 milyon dolar, İran'a yaptırımları deldiği için FBI'a 41 milyon dolar gibi cezalar kesip duruyor. Bir de Alman otomotiv devlerinin bulaştıkları ve halkı aldatmaktan yasalarla boğuşmak zorunda kaldıkları skandallar var.
Emisyon skandalı kapsamında Mercedes'in dört ayrı eyaletteki 11 tesisini polis basmış. Emisyon değerlerinde oynama iddialarına ilişkin delil aramışlar. Volkswagen de 2015 yılında dünya çapında milyonlarca otomobilin emisyon değerlerini özel bir programla düşük gösterdiğinin ortaya çıkmasıyla gündeme oturmuştu.
Bu sahtekârlık iddialarından Fiat Chrysler de nasibini aldı. Ona karşı da ABD'de Adalet Bakanlığı tarafından emisyon sahtekârlığı davası açıldı. AB Komisyonu ise geçen hafta İtalya'ya, Fiat Chrysler'in emisyon kontrol yükümlülüklerini yerine getirmediği için yasal kural ihlal süreci başlatıldığını duyurdu.
Gelişmekte olan ülkelere erdem dersi vermeye kalkan Batı'nın çifte standardını ortaya koyan küçücük işlerdi bunlar.
Kapitalizmin doğası gereği yol açtığı gayri insani gelişmelere tanıklık etmek bazen acı veriyor insana…
Bu arada dünyada canlılığın sona ermesine neden olup bazı gezegenlerde koloniler kurarak yeryüzünden tüymeyi düşünen ABD'lilerin (ve de bizim yarı aydınların) kahramanı Elon Musk'ın geleceğe yönelik tasavvuru acı veriyor insana…
Kim bu Elon Musk? Özetle, Güney Afrika asıllı Amerikalı mühendis, mucit, yatırımcı ve girişimci. SpaceX'in kurucusu ve Tesla Motors ile PayPal'ın kurucu ortağı. SpaceX'te CEO ve baş tasarımcı. Tesla Motors'da başkan, CEO ve ürün mimarı. Aynı zamanda SolarCity'nin de başkanı.
Bakınız ne buyurmuş bu zat Dünya Devlet Yönetimi Zirvesi'nde: “Otomasyonun gelişimi ile 20 yıl içinde iş gücünün yüzde 15'i işsiz kalacak. Seçim şansımız olacağını sanmıyorum. Bir robotun daha iyi yapamadığı çok az iş alanı kalacak.”
Yıllarca teknolojinin gelişimi ile boş zamanı olan insanın yücelmeye (süblimasyon), sanata, kültür ve edebiyata, kendi ruhsal tekamülüne daha çok zaman ayırabileceği safsatasıyla uyuttular insanlığı. Musk hiç değilse gerçekçi. Oralı değil ortaya çıkacak durumun çıktılarından. Bizimkiler de ona hayran.
Biz işte bu nedenle ışığın geçmişte olduğu gibi yine doğudan yükseleceğine inanıyoruz. İhracatçılarımızın başarısı da yıllardır bizi doğruluyor…