İhracatçımızın Küresel Krizi Fırsata Dönüştürme Yeteneği Var
Her zaman söylediğimiz bir şey var: Ticaret su gibidir ve her daim kendine akacak bir yol bulur. Pandemi döneminde bunun örneğini bariz şekilde gördük ve birkaç aydır da Husilerin Süveyş Kanalı'ndan geçen ticaret gemilerine saldırması sonrası, Asya-Avrupa deniz yolu taşımalarında görüyoruz. Küresel konteyner taşımacılığının çok büyük bölümünü kontrol eden Batılı konteyner operatörleri, Süveyş Kanalı üzerinden geçişlerini durdurdu ve altı asır önce Ümit Burnu'nu keşfeden Bartolomeu Dias'ın rotasını takip etmeye başladı.
Bu uzun rota, taşıma maliyetlerini artırdığı için küresel enflasyona olumsuz yansıdı. Türk lojistik firmaları, Asya-Türkiye taşımalarına alternatif rotalarla çözüm üretmeye yönelik çalışmalar yürütse de ihracatçımız yine de ekstra maliyetten kaçamıyor. Bu durum sadece bizim için geçerli değil. Yapılan araştırmalar, Ümit Burnu rotasının Avrupa Birliği ekonomisine doğrudan etkisinin 135 milyar euro'ya ulaşabileceğini gösteriyor.
İhracatçımızın en büyük avantajı, zor şartlara hızlı çözüm üretebilen esnek bir yapıya sahip olması. Bir önceki yıl küresel ticarette daralmaya rağmen artıda kalmamızın ve dışarıda fırtına devam ederken yılın ilk ayında Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamına ulaşmamızın, ihracatçılarımızın bu esnekliğinin meyvesi olduğuna inanıyorum.
Ülkemizde yükselen iş gücü giderleri sonucu küresel pazarda çok sayıda sektörümüz rekabetçiliğini kaybetmeye başladı ve bunun ihracattaki olumsuz sonuçlarını da görmeye başladık. Ocak ayında, hazır giyim, demir ve demir dışı metaller, deri, zeytin ve zeytinyağıyla, çimento, cam ve seramik en çok kayıp yaşayan sektörlerimiz oldu.
Asgari ücret desteğinin bin 400 TL'ye çıkarılması yönündeki talebimizi Cumhurbaşkanımız ve ekonomi yönetimine ilettik. Bu talebimizin çözüme kavuşması hâlinde, bu sektörlerimiz de yeniden oyuna dahil olabilir ve mevcut sektörlerimizin rekabetçiliği daha da güçlenir.
Böylelikle Kızıldeniz'in oluşturduğu krizi fırsata dönüştürebiliriz. Çünkü navlun maliyetleri iki aylık sürede pandemi döneminde yaşanan yükselişten çok daha fazla arttı ve sorun devam ettikçe yükselmeye de devam edecek gibi görünüyor.
Türk ihracatçısının bu tür krizleri fırsata dönüştürebilme gibi bir yeteneği var ve bunu devletimizin vereceği destekle başarabiliriz. İhracatımızı artırmak için yeni pazar arayışımız devam etse de Avrupa pazarı, bizim hedeflerimize ulaşmada her zaman kilit rol oynayacak.
AB ekonomisi, Ukrayna-Rusya savaşından dolayı ekonomik olarak yeterince zarar gördü ve enflasyonla mücadele ettiği bir dönemde, Kızıldeniz'den dolayı ekstra maliyete çözüm arayışını hızlandıracaktır.
Avrupa, çevre ve ürün kalitesinde istediği standart kadar ürün fiyatında da bir seviye arıyor. Verilecek istihdam desteği ile Türk ihracatçısı AB'ye aradığı çözümü sunabilir.