Zorluklar da Var, Umut Veren Gelişmeler de
İhracat ailesi olarak mart ayını 23,4 milyar dolarlık ihracatla kapattık. Geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,2 artıdayız. Aylık 23 milyar doların üzerindeki her performans, ülkemizin üretim gücünü ve ihracatçımızın azmini ortaya koyması açısından önemli. Küresel belirsizliklerin hüküm sürdüğü bir ortamda elde ettiğimiz bu sonucu başarı olarak değerlendirebiliriz.
Mart ayı ihracatında özellikle savunma sanayimizdeki yüzde 140'lık artışın altını çizmek istiyorum. Savunma sanayimizin ihracatındaki bu artış sadece geleneksel sektörlerde değil, yüksek katma değerli üretim alanlarında da başarı yakaladığımızı gösteriyor. Ancak geleneksel sektörlerimizdeki gerilemeyi göz ardı edemeyiz. Hazır giyim, halı ve makinenin de aralarında bulunduğu 6 sektörümüz 3 ayın tamamını eksiyle kapattı. Bu tablo, 2025 yılı için belirlediğimiz 280 milyar dolarlık ihracat hedefi açısından bize net bir uyarı veriyor.
Mart ayı verileriyle birlikte ilk çeyrek performansımız da ortaya çıktı. Yılın ilk çeyreğini 65,3 milyar dolarla geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,5 artıda tamamladık. 2025'teki 280 milyar dolarlık hedefimize ulaşabilmemiz için bu oranı en az yüzde 7'ye çıkarmamız gerektiğini unutmamalıyız. Maliyetlerle kur arasındaki dengenin bozulması, ihracatçılarımızın üretim maliyetlerini ciddi şekilde artırdı. Son iki yılda üretimde Avrupa'daki birçok ülkeden bile pahalı hale geldik. Bu durum sanayicimizin rekabet gücünü olumsuz etkiliyor. Enflasyonla mücadelede atılan adımlar elbette önemli; ancak süreç yalnızca para politikalarıyla değil, üretimi ve ihracatı destekleyen politikalarla birlikte yürütülmeli. Sanayicimizin yükünü hafifletmeden sürdürülebilir bir büyümeyi yakalamayacağımızı bilmemiz gerekiyor.
ABD'nin açıkladığı yeni gümrük tarifeleri ülkemiz için önemli fırsatlar sunuyor. Sektörlere göre değişse de Asyalı rakiplerimize göre ortalama yüzde 25'e varan bir avantaj elde ediyoruz. Ancak bir gerçeği unutmamalıyız. Biz halen üretimde dolar bazında Asya'ya göre yüzde 50-60 daha pahalıyız. Yani en düşük tarife artışının uygulandığı ülkeler arasında olmamıza rağmen ABD'li alıcılara yine pahalı gelebiliriz. Yeni durumu avantaja çevirebilmek için son iki yılda kaybettiğimiz rekabetçiliğimizi geri almalıyız. Bunun da yolu belli. Maliyetlerle kur arasında bozulan dengeyi yeniden kurmalıyız. Rekabetçilikle ilgili sorunları aşabilirsek özellikle kimya, otomotiv, hazır giyim, tekstil, halı ve mobilya gibi sektörlerimizin ihracatını 2-3 kat artırabiliriz. Orta vadede ise ülkelerimiz arasında 100 milyar dolarlık dış ticaret hacmine ulaşabiliriz.
İhracat ailemizi güçlendirmek için sahada olmaya, firmalarımızı yeni pazarlara taşımaya ve onlara rehberlik etmeye devam ediyoruz. Bu kapsamda ticaret heyeti programlarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz. Geçen ay Bulgaristan Ticaret Heyetimizi geniş bir katılımla gerçekleştirdik. Bu ay Çin'e gideceğiz. Mayıs'ta Arnavutluk, ABD, Güney Afrika, Tunus, Irak ve İspanya'ya heyetler düzenleyeceğiz. Yıl boyunca ABD'nin farklı eyaletlerinde de sahada olacağız.
Potansiyelimiz büyük, temelimiz sağlam. İhracatçımızın çabalarını kararlı politikalarla destekleyip, rekabetçiliğimizi yeniden kazanırsak, ülkemizi ihracatta yeni bir lige taşıyabiliriz.