İhracatı Bütüncül Bir Anlayışla Ele Almalıyız
Nisan ayı ihracatımız bir önceki yılın aynı ayına paralel bir performans sergiledi. İlk dört ayda, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,7 artıda olsak da alt kırılımlar, zor bir dönemden geçtiğimizi net bir şekilde ortaya koyuyor. Özellikle emek yoğun sektörlerimiz rekabet gücünü büyük ölçüde kaybetti. Kurdaki artış, girdi maliyetlerindeki artışın çok altında seyrederken euro/dolar paritesi de ihracatçının aleyhine işlemeye başladı. Hedeflerimizi tutturabilmemiz için her sektörün ortalama en az yüzde 5-10 seviyesinde büyümesi gerekiyor. Oysa bazı sektörlerde büyümek bir yana kan kaybı hızlanarak sürüyor. Değer bazında en çok daralan sektörlerimiz hazır giyim, mücevher ve demir-demir dışı metaller oldu.
Birçok sektörde kâr marjları düştü. Hatta müşteriyi kaçırmamak için zararına çalışmayı göze alan firmalarımız var. İhracatçılar olarak bizim bisikletçi misali ayakta kalabilmemiz için durmamamız gerekiyor. Durmak bir yana küresel ticaretin içinde bulunduğu çifte dönüşümü ihracatımız için fırsata dönüştürecek hamlelere odaklanmalıyız.
Kurun rekabetçiliğimizi zayıflatmasının yanı sıra uygun koşullarda finansmana erişim de ihracatçılarımız için öncelikli başlıklardan birini oluşturuyor. Nisan ayında İGE'nin 'İhracatın Finansmanı Buluşmaları' etkinliğine ihracatçılarımızın gösterdiği yoğun ilgi, finansmana erişimin ne kadar önemli bir sorun olduğunu bir kez daha bize gösterdi.
Finansman sorununun çözümü için geçen yıl ihracat ailemize kazandırdığımız Ticaret Bankası'nı yeniden yapılandırmak üzere çalışmalara devam ediyoruz. Bankamız yıl sonuna doğru ihracatçılarımıza kredi vermeye başlayacak. Yeşil dönüşümün finansmanında kullanılacak bir destek paketi için de bankalarımızla görüşmelerimiz devam ediyor.
İhracatımızın daralması aynı zamanda istihdamda da kayıplara yol açıyor. Hem üretimimizin hem istihdamımızın hem de ihracatımızın daralmaması için uzak yakın demeden yeni pazar arayışına devam ediyoruz. Dört ayda 36 ülkeye, 51 ticaret ve 6 alım heyeti düzenledik. Birliklerimizle 123 fuara katıldık. Ne var ki bizim gayretimiz, çabamız bir yere kadar etki ediyor. Küresel rekabet yarışından tamamen kopmamak için acil desteğe ihtiyacımız var. Biz artık daha çok üretmenin yanı sıra katma değer yaratmayı, yüksek teknolojinin imkânlarını kullanmayı, markalaşmayı ve inovatif fikirleri tartışmayı istiyoruz. Bunu da devletimizin yeni destek ve politikalarının hızla devreye alınmasıyla başarabiliriz.
Biz Cumhuriyetimizin ikinci 100 yılına ihracatta Türkiye'yi ilk 10 ülke arasına çıkarma vizyonu ve hedefi ile başladık. Koşullar 100 yıl öncesinden çok daha zor değil. İhracatı bütüncül bir anlayışla ele alabilirsek hedefe ulaşabileceğimizden hiçbir kuşku duymuyorum. Bu vesileyle 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımızı kutluyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve yol arkadaşlarını rahmetle anıyorum.