Ekonominin En Güçlü Kozu İhracat
Değerli İhracatçılar,
Belirlediğimiz ihracat hedefine ulaşma noktasında finansman altyapımızı güçlendirme adımlarına devam ediyoruz. Türk Ticaret Bankası'nın satın alınmasının ardından, 11 bankamızla beraber 1 milyar dolar hacminde bir kredi protokolü imzaladık. İhracatçıların finansmana erişimini kolaylaştıracak protokol çerçevesinde firmalarımız 5 milyon dolar veya 100 milyon TL'ye kadar uygun maliyetli ihracat kredisi kullanabilecek. İhracatçılarımız, rotatif veya taksitli kredi seçeneklerinden birini tercih edebilecekler. Yeni kredi paketinin tüm ihracatçılara hayırlı olmasını diliyorum. Paketin şartlara göre genişletilmesi içini temaslarımız sürüyor. Bu görüşmelerin olumlu sonuçlanacağına ve daha çok ihracatçımızı uygun koşullu kredi ile buluşturacağımıza inanıyorum.
Çünkü, ekonomi yönetiminin, ekonomik büyüme ve istikrar için elindeki en büyük kozu ihracat diyebilirim. Zira Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek'in, 11 banka ile yaptığımız protokol sonrası yaptığı açıklamada, "Kalıcı refah artışı için ihracatı önceliklendirmeye devam edeceğiz. İç talebin yavaşlayacağı bir döneme gireceğiz. Firmalarımızın üzerine düşen ise ihracatı önceliklendirmek" değerlendirmesi, ülkede çarkların yeniden hızlanarak dönmesi için ihracatın ve ihracatçının önemini gösteriyor.
Ülke ekonomisi açısından ihracatçılarımızın rekabetçiliğinin güçlendirilmesi oldukça elzem. Zira birçok sektörümüz oldukça durağan bir dönem geçiriyor. Genel ihracatımız, bir önceki yıla paralel bir seyir izlese de birçok sektörümüz maalesef düşük kapasitelerle çalışmaya devam ediyor. Dünyanın en büyük ilk 10 ihracatçısı ülkesinden biri olabilmemiz için çift haneli büyümemizi sürdürmeliyiz ve bunu tüm sektörlerde çarkların tam kapasite ile dönmesiyle başarabiliriz.
Çarkların durmaması için ihracatçı birliklerimizle dünyayı karış karış gezmeye devam ediyoruz. Düzenlediğimiz yoğun heyetler ile 2023 için öngördüğümüz 100 ticaret heyeti hedefimize adım adım yaklaşıyoruz. Ne var ki yapılan görüşmelerin siparişe dönmesi biraz da rekabetçiliğimize bağlı.
Döviz kuru, TL karşısında yükseliyor gibi görünse de hala aylık enflasyon artışının gerisinde kalması ihracatçılarımızın rekabet avantajını kaybetmesine neden oluyor. Diğer taraftan küresel pazarda lojistik maliyetlerin düşmesi, diğer üretici ülkelerin elini güçlendirirken; ülkemizde lojistik maliyetlerin dolar bazında iki kat artması, bizim ürünlerin daha pahalı olmasına neden oluyor.
Üreticilerimizin ihracatı önceliklendirmiş olması, ihracatımızı artırmak için tek başına yeterli olmuyor. Ekonomi yönetiminin de bizlerle aynı hedefi paylaşıyor olması, emeklerimizin karşılığını gelecek dönemde alacağına dair umudumuzu yüksek tutuyor.