TİM Başkanı Gültepe: "Gıda Ve Tarımsal Ürün İhracatımızı 2028'de 50 Milyar Dolara Çıkaracağız"
TİM Başkanı Mustafa Gültepe: Tarım alanlarımızı verimli bir şekilde işleyebilir ve kullanabilirsek hem tüketicinin bol, kaliteli ve ucuz gıdaya erişimini sağlayabilir hem de ihracat yoluyla ülkemize çok daha fazla döviz kazandırabiliriz. 2028'deki 400 milyar dolarlık hedefe ulaşmada gıda ve tarım sektörümüzün çok kritik bir rolü olacağını düşünüyorum.
TİM Tarım Kurulu Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu: Gıda ve tarım ürünlerinde küresel ölçekte bilinen ve aranan 'Türkiye markası' yaratmak istiyoruz. Avrupa, ABD ve Japonya gibi alım gücü yüksek ülkelerde markalarımızla var olabilirsek ülkemiz için en yüksek katma değeri yaratabiliriz.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, Türkiyenin halen 27 milyar dolar düzeyinde bulunan gıda ve tarım ürünleri ihracatını 2028'e kadar 50 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.
TİM Tarım Kurulu, Ağustos ayı toplantısını fındık hasat mevsiminin devam ettiği Giresun'da gerçekleştirdi. Mustafa Gültepe, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 2028'de 400 milyar dolarlık mal, 200 milyar dolarlık hizmet ihracatı hedefi olduğunu hatırlattı. Hedefe ulaşmak için 27 sektörün maksimum katkıyı yapmasının büyük önem taşıdığını vurgulayan Gültepe, şunları söyledi:
GIDA VE TARIM İHRACATTA EN AVANTAJLI SEKTÖRLERİMİZ ARASINDA YER ALIYOR
“Gıda ve tarım, ihracatta en avantajlı sektörlerimiz arasında yer alıyor. Bu alanda uzun yıllara dayanan birikime, zengin bir ürün çeşitliliğine, ileri teknolojili ve yüksek üretim kapasiteli sanayi alt yapısına sahibiz. Küresel iklim değişikliği nedeniyle dünyada gıda ve tarımsal ürünlerin önemi her geçen yıl daha da artıyor. Dolayısıyla bu avantajımızı ülkemiz için fırsata dönüştürmek durumundayız. Mevcut tarım alanlarımızı verimli bir şekilde işleyebilir ve kullanabilirsek hem tüketicinin bol, kaliteli ve ucuz gıdaya erişmesini sağlar hem de ihracat yoluyla ülkemize çok daha fazla döviz kazandırabiliriz. 2028'deki 400 milyar dolarlık hedefe ulaşmada gıda ve tarım sektörümüzün çok kritik bir rolü olacağını düşünüyorum. 2022'de yaklaşık 27 milyar dolarlık gıda ve tarım ürünü ihraç ettik. Biz 2028 yılı için gıda ve tarım ihracatımızı 50 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Tüm prejeksiyonlarımızı ve çalışmalarımızı bu hedef doğrultusunda yapıyoruz.”
DÜNYA FINDIK ÜRETİMİNİN YÜZDE 70'İNİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ
Her sektörün, her bölgenin kendine özgü sorunları ve talepleri olduğuna dikkat çeken Mustafa Gültepe, TİM'in ihracattaki koordinasyon sorumluluğunun gereği olarak zaman zaman üretim bölgelerini ziyaret ettiklerini hatırlattı. Fındık hasat mevsimi nedeniyle TİM Tarım Kurulu'nu Giresun'da topladıklarını belirten Gültepe, sözlerini şöyle tamamladı:
“Fındık bu ülkenin en önemli tarımsal değerleri arasında yer alıyor. Dünyanın toplam fındık üretiminin yaklaşık yüzde 70'ini gerçekleştiriyoruz. 2022'de 313 bin ton fındık ihracatı karşılığında ülkemize 1 milyar 750 milyon dolar gelir kazandırdık. Ben fındıkta potansiyelin çok daha fazla olduğunu biliyorum. Üretimde verimliği artırabilir ve fındığı işleyerek katma değerli ürün haline getirebilirsek ülkemize çok daha fazla döviz kazandırabiliriz. Bugün burada bahçelerimizde çiftçilerimizle konuştuk, üretim tesislerinde incelemelerde bulunup, ihracatçılarımızı dinledik. Bizim için çok verimli bir çalışma oldu. Burada edindiğimiz bilgiler, fındıkla ilgili projelerimizde bize ışık tutacak.”
MELİSA TOKGÖZ MUTLU: TARIMDA VE TARIMA DAYALI SANAYİDE KASLARIMIZ ÇOK GÜÇLÜ
TİM Tarım Kurulu Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu da konuşmasında, tarımsal üretimin ve gıdanın tüm dünya için stratejik önem kazandığını vurguladı. Dünyada her şeyin tarım ve gıda üzerine şekillenmeye başladığının altını çizen Mutlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tarım, cari fazla veren sektörlerimiz arasında ilk sırada yer alıyor. Türkiye olarak tarımsal üretimde ve tarıma dayalı sanayide kaslarımız çok güçlü. Mevcut tarımsal üretim potansiyelimizin yanı sıra müşteri bazlı ve talep odaklı çalışabilme avantajına sahibiz. Bulunduğumuz coğrafya da bize önemli fırsatlar sunuyor. Avrupa başta olmak üzere etrafımızda yüksek alım gücüne sahip büyük bir nüfus var. Bölgede bizim kadar geniş kapasiteli ve ileri teknolojili üretim alt yapısına sahip ülke bulunmuyor. Pandemi ve savaş gibi kriz dönemlerinde coğrafi konumumuzun avantajlarını yaşayarak deneyimledik. Bu avantajlarımızı daha da artırmak için önümüzdeki süreçte dünyada taleplerin ne yönde şekillendiğini iyi gözlemleyerek buna göre üretim yapmalıyız. İhtiyaç halinde ihracata uygun ürünü Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında ülkemize getirip işleyip yurt dışına satabilmeliyiz. Böylece ülkemizde cari açığın kapatılmasına çok daha fazla katkı sunabiliriz.”
ALIM GÜCÜ YÜKSEK PAZARLARIN TANINAN TEDARİKÇİSİ OLMAYI HEDEFLİYORUZ
Melisa Tokgöz Mutlu, yeni dönemde küresel iklim değişikliğine paralel dünyada giderek büyüyen su krizinin de dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Mutlu, sözlerini şöyle noktaladı:
“Yeni dönemde sürdürülebilirlik kriterleri önemli. Biz de bu gerçekten hareketle stratejilerimizi oluşturuyoruz. Bütün bunların yanı sıra tarım ürünlerinde ve gıdada küresel ölçekte bilinen ve aranan 'Türkiye markası' yaratmak istiyoruz. Çünkü biz artık en yüksek alım gücüne sahip pazarların tanınan tedarikçisi olmayı hedefliyoruz. Bunu başarabilir, Avrupa, ABD ve Japonya gibi alım gücü yüksek ülkelerde markalarımızla var olabilirsek ülkemiz için en yüksek katma değeri yaratabiliriz. Bu anlayış çerçevesinde tüm paydaşlarımızla aynı hedefe odaklanmamız büyük önem taşıyor. İşte bu nedenle bugün Giresun'a gelip üreticilerimizle ve ihracatçılarımızla görüşüp, çalışmalarımızı anlattık, onların görüş ve önerilerini dinledik. İnanıyorum ki Ticaret ile Tarım ve Orman bakanlıkları başta olmak üzere devletimizin de desteği ile önümüzdeki yıllarda gıda ve tarım sektörlerimizle çok daha büyük başarı hikayelerine imza atacağız.”
KFMİB BAŞKANI SABIR: ÜRETİCİYE DOĞRUDAN GELİR DESTEĞİ SİSTEMİNDE RADİKAL DEĞİŞİKLİK YAPILMALI
Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (KFMİB) Başkanı Hasan Osman Sabır da konuşmasında, Türkiye'nin fındıkta 'hakim ülke' konumunu koruyup güçlendirecek politikaların belirlenip uygulanamadığını söyledi. Mevcut tablonun devam etmesi halinde Türkiye'nin orta vadede rekabet avantajını kaybedeceğini vurgulayan Sabır, önerilerini şöyle sıraladı:
“Üreticiye doğrudan gelir desteği sisteminde radikal değişiklikler yapılmalı. Yeni sistemle verilen prim önemli miktarda artırılmalı, prim verilme kriterleri tekrar elden geçirilmeli. Bahçesinde iyi tarım uygulamaları yapanlar ve bahçe birleştirenler öncelenerek prim destekleri artırılmalı. İhracat piyasasında fiyatlar serbest olarak gelişmeli, artan satışlarla beraber yükselen fiyatlar hedeflenmeli ve bu sayede diğer üretici ülkelerin üretme cesaretleri kırılmalı.”
Türkiye'de fındığın üstün kaliteli ve tesislerin çok üst düzey standartlarda işleme kapasitesi bulunduğunu hatırlatan Sabır, doğru politikalar uygulanması halinde hem ihracatı artırabileceklerini hem de rakip ülkelere karşı üstünlüklerini güçlendireceklerini sözlerine ekledi.