Büyük denizlere açılıyoruz
Türk ihracatçısı, küresel ticaretteki risk ve belirsizliklere rağmen bu yıl başarılı bir performans sergiledi. Yıl sonu ihracat hedefimiz olan 250 milyar dolara, yılı tamamlamadan ulaşacağımıza inanıyorum. Diğer yandan tüm ekonomistlerin gündeminde yer alan küresel ticaretteki resesyon tehdidini de göz ardı etmiyoruz.
En büyük ihracat pazarımız Avrupa Birliği ve pandemi ile birlikte ilk üç ihracat pazarımızdan biri olan ABD'de resesyon beklentisi, ihracatçılarımızı doğal olarak endişelendiriyor.
Krizlere alışkın olan üreticilerimiz, her şeye rağmen riskler alarak üretmeye devam ediyor. Her krizin fırsatı da beraberinde getirdiğine, defalarca tanık olduk. Küresel ticaret haritasının iki yıldır devam eden değişiminde, ülke olarak pozitif yönde ayrışmayı başardık. Şimdi bunu, sürdürülebilir kılmamız gerekiyor. Bunu da AB ülkelerine alternatif yeni pazarlar bularak başarabiliriz.
Bu açıdan T.C. Ticaret Bakanlığı'nın düzenlediği Uzak Ülkeler Çalıştayı ve belirlenen hedef pazarları çok önemli görüyorum. Belirlenen 18 ülke, dünya ekonomisinde yüzde 64 paya sahip, dünya mal ithalatının yüzde 47'sini ve dünya hizmet ithalatının ise yüzde 35,6'sını yapıyor. Böylesine büyük bir pazara bizim toplam ihracatımız ise 20 milyar dolar gibi oldukça düşük bir seviyede.
Yaptığımız araştırmalarda pazarda rekabet gücümüzün olduğu çok fazla ürün grubunun bulunduğunu tespit ettik. Bu, çok kısa sürede ihracat payımızı artırabileceğimiz bir potansiyel olduğunu gösteriyor. Bu pazarlara yönelik Bakanlığımızın ihracat desteklerini yüzde 25 oranında artırması da rekabetçiliğimiz açısından oldukça önemliydi. Çünkü ihracat ailesi olarak daha çok firma ile dışarı açılmamız gerekiyor.
Özellikle güçlü finansmanı olmayan KOBİ'lerimizin, bu tür teşviklere ihtiyacı var. Desteklerin artması hâlinde daha çok ihracatçımızı bu pazarlara açabiliriz.
Bu doğrultuda Ekim ayında Hindistan ve Filipinler'e düzenleyeceğimiz ticari heyetler ile ihracatçılarımıza yeni kapılar açmaya çalışacağız. Daha sonra rotamız; Güney Kore, Pakistan ve Endonezya ile devam edecek.
Güçlü bir üretim altyapımız var; ölçek ekonomisini yakalayabilirsek lojistik altyapımızı daha da güçlendirebiliriz. Tüm bunlar, ihracatçımızın uzak ülkelere daha rekabetçi maliyetlerle ulaşabilmesini sağlayacak.
İhracat ailesi olarak, olası bir küresel ekonomik krizi fırsata dönüştürmeye hazırız. İhtiyaç duyduğumuz tek şey, devletimizin, değişen pazarda esnekliğimizi artıracak desteğini arkamızda görmek.