TİM Başkanı Mustafa Gültepe: "Türkiye İnovasyon Odaklı İhracatı Hedeflemeli"
TİM Başkanı Mustafa Gültepe, Türkiye Innovation Week'in 10'uncu yılına özel hazırlanan “İnovasyon ve İhracat Raporu” ile Türkiye'nin AR-GE faaliyetlerini ticarileştirmesi hususlarında bir makale kaleme aldı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe, Türkiye Innovation Week'in 10'uncu yılına özel hazırlanan “İnovasyon ve İhracat Raporu” ile AR-GE faaliyetlerinin ticarileştirilme aşamalarında nasıl bir yol izlenmesi gerektiğine dair bir makale kaleme alarak, değerlendirmelerde bulundu.
İnovasyon odaklı ihracat stratejisinin Türkiye'nin büyüme ve liderlik hikâyesine güçlü katkı sağlayacağını ifade eden Gültepe, "Bu kapsamda yüksek teknolojili ürünlerdeki marka bilinirliğimizi artırırken AR-GE ve inovasyon süreçlerinde ticarileşme aşamasına yönelik daha kapsamlı hedefler belirlememiz ve bu hedeflere yönelik adımlar atmamız gerekiyor" dedi.
TİM Başkanı Gültepe, makalesinde şu ifadelere yer verdi:
Küresel ekonomideki rolümüzü güçlendirmemiz ve uluslararası alanda etkin bir oyuncu olabilmemiz için AR-GE ve tasarım faaliyetlerinin yanı sıra inovatif ve yüksek teknolojili ürün ihracatımızı artırmamız gerekiyor. Son 20 yılda AR-GE ve inovasyon faaliyetlerinde önemli mesafe katettik. Küresel İnovasyon Endeksi verilerine göre Türkiye, AR-GE ve inovasyon sıralamasında 2013 yılında dünyada 68. sıradayken 2023'te 39. sıraya kadar yükseldi. Dolayısıyla son 20 yılda ülkemizde AR-GE yatırımları ve inovasyon anlamında önemli bir ekosistemin kurulduğunu söyleyebiliriz.
Peki, bu yatırımlar ve inovasyon altyapımız ticari anlamda nasıl bir performans gösteriyor? Firmalar hangi sorunları yaşıyor? AR-GE faaliyetlerini ticarileştirmede ülkemizin performansını nasıl artırabiliriz?
Tüm bu sorulara bir yanıt oluşturması bakımından Türkiye Innovation Week'in 10. yılına özel hazırladığımız “İnovasyon ve İhracat Raporu” önemli bir rehber niteliği taşıyor. İnovasyon ve İhracat Raporu'nda, dünyada ve Türkiye'de AR-GE ve inovasyon faaliyetlerine ilişkin genel bir çerçeve sunulurken, aynı zamanda ihracatçılarımızın AR-GE, inovasyon ve tasarım faaliyetlerini ticarileştirme performansını analiz ediyoruz. Rapor için AR-GE ve tasarım merkezi bulunan firmalarla da bir anket çalışması gerçekleştirerek AR-GE, inovasyon ve tasarım faaliyeti çıktılarının ticarileştirilmesi süreçlerinde yaşadıkları sorunları tespit ettik.
“Ülkemizde ciddi bir AR-GE ekosistemi kurulduğunu söyleyebiliriz”
Türkiye'de AR-GE faaliyetleri temel olarak AR-GE ve tasarım merkezleri üzerinden gerçekleştiriliyor. 2023 yılı itibarıyla ülkemizde toplam 1294 AR-GE ve 325 tasarım merkezi bulunuyor. Bu verilerden hareketle ülkemizde ciddi bir AR-GE ekosistemi kurulduğunu söyleyebiliriz. Ülkemizin AR-GE faaliyetlerindeki görünümünün takip edilebileceği Küresel İnovasyon Endeksi'nde de genel olarak yükseliş trendindeyiz. 2023 verilerine göre Küresel İnovasyon Endeksi'nde 132 ülke arasında 39. sıradayız. Türkiye endekste Kuzey Afrika ve Batı Asya bölgesi ülkeler grubunda konumlandırılıyor. Söz konusu ülkeler arasında ve orta-yüksek gelir seviyesindeki ülkeler grubunda dördüncü sırada yer alıyoruz.
AR-GE ve inovasyon faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan ürün ve hizmetin ticarileşmesi sürecin en önemli hedefini oluşturuyor. Bu kapsamda Türkiye, Küresel İnovasyon Endeksi'nde AR-GE faaliyetlerinin ticarileşmesine ilişkin 6 parametrenin 5'inde dünya sıralamasında yükseliş trendinde bulunuyor. Ülkemiz 132 ülke arasından fikri mülkiyet gelirlerinde 60'ıncı, yüksek teknoloji ihracatında 60'ıncı, bilgi teknoloji hizmetleri ihracatında 89'uncu, kültürel-yaratıcı hizmet ihracatında 71'inci ve küresel marka değerinde 51'inci sırada yer alıyor. Küresel İnovasyon Endeksi'nde Türkiye'nin dünyada 39'uncu olmasının en önemli nedenlerinden biri ticari çıktılara ilişkin bu parametrelerde alt sıralarda yer almamızdan kaynaklanıyor. Bu alt parametrelerde daha üst sıralarda yer almamız halinde Küresel İnovasyon Endeksi'nde 39. sıradan daha üst sıralara ulaşacağız. Bu nedenle AR-GE faaliyeti sonucunda ortaya çıkan ürün ve hizmetlerin ticari katkı sağlama sürecine de özen göstermemiz gerekiyor.
“AR-GE, tasarım ve inovasyon faaliyetleri yürüten firmalara yönelik ulusal bir ticarileşme politikası yürütmenin faydalı olacağını değerlendiriyoruz”
Rapor kapsamında, TİM tarafından 2022 yılı için yapılan "İlk 1000 İhracatçı Araştırması" için toplanan veriler kullanılarak ihracat, AR-GE faaliyetleri ve inovasyon arasındaki ilişkiyi de inceledik. Bu inceleme sonucunda AR-GE harcamalarının görece küçük ve orta ölçekli firmalarda makul verimlilikle patente dönüşme eğilimi taşıdığını gözlemledik. Görece büyük ölçekli firmalarda ise AR-GE harcamalarının patent çıktısı elde etmedeki verimliliği daha düşük. Teknolojik çıktının ticari çıktıya dönüşmesi noktasında görece küçük ve orta ölçekli firmalar patentlerini artırdıklarında, ölçekten arındırılmış haliyle, markalı ihracatlarını büyük firmaların yalnızca üçte biri kadar artırabiliyor. Ayrıca bu firmalar hem büyük ölçekli markalı ihracat yapan hem de hiç kendi markası ile ihracat yapmayan firmalara kıyasla düşük düzeyde ihracat-toplam gelir oranına sahip oluyor; yani yurt içi pazara yönelme eğilimi gösteriyor. Tablo bize küçük ve orta ölçekli firmalarımızın teknolojik çıktılarını özellikle uluslararası pazarda ticarileştirmede problem yaşadığını gösteriyor. Bu doğrultuda, AR-GE, tasarım ve inovasyon faaliyetleri yürüten firmalara yönelik ulusal bir ticarileşme politikası yürütmenin faydalı olacağını değerlendiriyoruz.
Rapor kapsamında AR-GE ve/veya tasarım merkezi olan firmaları kapsayan bir saha çalışması da yürüterek ticari aşamada yaşadıkları sorunların nedenlerini araştırdık. Bu kapsamda AR-GE merkezi bulunan 62 firma ile bir anket çalışması gerçekleştirdik. Araştırma sonucunda firmaların yüzde 73'ünün teşvik ve desteklerle, yüzde 56'sının maliyet baskısıyla, yüzde 50'sinin tanıtım ve pazarlama faaliyetleriyle, yüzde 35'inin insan kaynağıyla ve yüzde 29'unun ise strateji ve planlama ile ilgili sorunlar yaşadığını belirledik. Bu bulgulardan hareketle AR-GE faaliyetlerinin ticarileşmesinde arzu edilen seviyelere ulaşılması için ulusal düzeyde, kapsayıcı, ihtiyaç odaklı, özelleştirilmiş ve yenilikçi bir bakış açısının gerektiğini söyleyebiliriz.
“Yüksek teknolojik ve inovatif üretimde 'Made in Türkiye' algısı güçlendirilmelidir”
Bu kapsamda firmalara verilecek teşvik ve destekler detaylandırılmalı ve firmaların ihtiyaçlarına göre çeşitlendirilmelidir. Gerekli görülen alanlarda ihtiyacı daha fazla olan firma grupları tespit edilip bu firmalar önceliklendirilmelidir. AR-GE, inovasyon ve tasarım faaliyeti yürüten firmalara yönelik maliyet düşürmeyi amaçlayan özel projeler yürütülmelidir. Firmaların girdilerini yerli tedarikçilere tanıtması ve bu girdilerin yurt içinde üretilmesi için yerli üreticilerle anlaşmasına olanak sağlanmalıdır. Yüksek teknolojik ve inovatif üretimde “Made in Türkiye” algısı güçlendirilmelidir. Bu bağlamda AR-GE, inovasyon ve tasarım faaliyeti yürüten firmaları odağına alan butik tanıtım faaliyetleri yürütülmelidir.
Küçük ve orta ölçekli firmaların teknolojik çıktılarını ticarileştirmede özellikle uluslararası pazarda problem yaşadığı görülüyor. Küçük ve orta ölçekli firmalara özel bir uluslararası pazarlara giriş stratejisi belirlenmelidir. AR-GE faaliyetlerinde istihdam edilecek personelin temel bilimlerdeki kabiliyetleri ve temel bilim eğitiminin cazibesi artırılmalıdır. AR-GE, inovasyon ve tasarım faaliyetlerinin ticarileşmesine özel; ilk aşamada makro stratejik planlama yapılmalı, daha sonra sektör, ölçek ve teknoloji gruplandırmalarına göre planlamalar yapılıp uygulanmalıdır.