TİM Başkanı Gültepe: Sürdürülebilirliği sadece üretimde değil iş birliklerinde de gerçekleştirmeliyiz
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği'nin (İHKİB) iştiraki EKOTEKS tarafından bu yıl 14'üncüsü düzenlenen “Uluslararası Tekstil Sempozyumu”, TİM İstanbul Dış Ticaret Kompleksi'nde gerçekleşti. Sempozyumun açılışında konuşan TİM Başkanı Mustafa Gültepe, küresel markalara çağrıda bulunarak, “Sürdürülebilirliği sadece üretimde değil iş birliklerinde de gerçekleştirmeliyiz” dedi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) alt çatı kuruluşu olan İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği'nin (İHKİB) moda endüstrisinde sürdürülebilirlik kapasitesini yükseltmek ve sektörde farkındalığı artırmak için yürüttüğü çalışmalar devam ediyor. İHKİB iştiraki EKOTEKS tarafından bu yıl 14'üncüsü düzenlenen “Uluslararası Tekstil Sempozyumu”, TİM İstanbul Dış Ticaret Kompleksi'nde gerçekleşti. 'Sorumlu Üretim, Sorumlu Tüketim' temasıyla düzenlenen sempozyuma yerli ve yabancı akademisyenlerin yanı sıra çok sayıda sektör temsilcileri katıldı.
Sempozyumun açılışında konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, sürdürülebilirliğin son yıllarda üzerinde en çok konuşulan ve kafa yorulan konuların başında geldiğini, dünya ve insanlık için tercihten öteye bir zorunluluk olduğunu vurguladı.
Sektörün farkındalığını arttırmak için yoğun bir çalışma yürütüyoruz
Hazırgiyimin, dijitalleşme ve sürdürülebilir üretim konularında ilk harekete geçen sektörler arasında yer aldığını ifade eden Gültepe, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bakanlıklarımızla, Avrupa Birliği ile iş birlikleri yapıyor, IPA kapsamında projeler geliştiriyoruz. Projelerimiz için AB'den 30 milyon Euro hibe desteği aldık. 17 milyon euroluk destek için de süreç devam ediyor. Bütün bu fonları sektörümüzü geliştirmek, dijital ve sürdürülebilir üretim kapasitemizi artırmak, markalı üretime geçişi hızlandırmak, küresel rekabette sanayimizi daha güçlü konuma getirmek için kullanıyoruz. Sektörün farkındalığını arttırmak için de yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Kurumsal karbon ayak izi ölçümü ve hesaplanması, ürün yaşam döngüsü, iklim değişikliği, sera gazı emisyonu gibi konularda firmalarımız için eğitim programları düzenliyoruz. Çevre dostu üretim yapan akıllı fabrikalara dönüşümü destekliyoruz.”
“Sadece üretimde değil, iş birliklerinde de sürdürülebilirliği sağlayabilmeliyiz”
Küresel pazarlardaki paylarını artırabilmeleri ve rekabetçiliği koruyabilmeleri için sürdürülebilir üretimden başka bir seçenek olmadığını dile getiren Gültepe, “Hazır giyim ihracatımızın neredeyse üçte ikisini AB ülkelerine yapıyoruz. Bizim AB'nin hazır giyim ithalatındaki payımız ise yüzde 8. Yani bu pazarda çok daha fazla potansiyel var. AB Yeşil Mutabakat ile 2050 için karbonsuz ilk kıta olma hedefini ortaya koydu. Bu hem çok maliyetli hem de çok zorlu bir süreç, ama bir o kadar da fırsatları içinde barındırıyor” dedi.
Doğru bir strateji uygulayabilmeleri durumunda bu fırsatları yakalayabileceklerini söyleyen Gültepe, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu dönemde tüm paydaşlarımızın ve müşterilerimizin iş birliği ve dayanışması çok önemli. Sektörde “Yeşil Mutabakat” hedeflerine hazırlanma konusunda güçlü bir irade mevcut. Devletimiz de imkânlar ölçüsünde bizi destekliyor. Aynı desteği ve dayanışmayı Avrupa'daki bazı iş ortaklarımızdan ne yazık ki göremiyoruz. Geçen hafta İstanbul Hazır Giyim Konferansı'nda yaptığım çağrıyı burada tekrarlamak istiyorum. Sürdürülebilir üretimin ciddi bir maliyeti var. Bu mali yükü daha adil paylaşmamız gerekiyor. Ayrıca sadece üretimde değil, iş birliklerinde de sürdürülebilirliği sağlayabilmeliyiz. Türkiye gerek uzun yıllara dayanan deneyimi, bilgi birikimi, hızlı ve kaliteli üretimi, coğrafi yakınlığı, uluslararası standartlara uygun sosyal sorumluluk kriterleri ile AB için en uygun tedarik merkezlerinden biri olarak öne çıkıyor.
Bütün bu başlıklarda birçok ülkeye göre açık ara öndeyiz. Ancak Avrupalı bazı markaların artılarımızı göz ardı etmelerini, Türkiye'yi bu alanlarda çok daha mesafe kat etmesi gereken ülkelerle aynı kategoride değerlendirmelerini, iş birliği konusundaki kolaylaştırıcılığımızı, üretim süreçlerindeki şeffaflığımızı görmezden gelmelerini, üzüntüyle takip ediyoruz.”