Dünya Ekonomisinde Krizler ve İhracata Etkileri
Koronavirüs salgını yazıyı kaleme aldığımız mart ayının ortasında ulaştığı durum itibariyle Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel ölçüde salgın anlamına gelen pandemi ilan edilmişti. Dünya Sağlık örgütü en son 2011 yılında MERS salgını için pandemi ilan etmişti. Koronavirüs küresel salgını dünya ekonomisini de sert şekilde etkilemeye başladı. En sert ve ilk tepki finansal piyasalarda oluştu. Ardından tüm iktisadi faaliyetler ve dünya ticareti olumsuz etkilenmeye başlayacak. Bu çerçevede öncelik insan sağlığında olmakla birlikte koronavirüsün dünya ticaretine ve ihracatımıza olası etkilerini değerlendirelim.
Dünya ekonomisi 1990 yılından bu yana son otuz yıl içinde 5 kez resesyon ile karşılaştı. Dünya ticareti üç kez sert daralmalar gösterdi. Ancak bunların tamamında ekonomi nedenler belirleyici oldu. Bugün ise küresel ölçekte bir salgın ile karşı karşıyayız. Daha önceki SARS salgını ve yine pandemi ilan edilen MERS salgınında dünya ekonomisine olumsuz etkiler çok sınırlı kalmıştı. Koronavirüs ise ilk bir aylık etkileri ile SARS ve MERS etkilerini kat ve kat aşmış oldu. Dünya ekonomisi 1989 yılında doğu blokunun çöküşü ve 1990 yılındaki körfez savaşının birleşen etkileri ile 1991 yılında yüzde 1,5 büyüme ile resesyona girmişti. Dünya mal ihracatı ise 1989 yılında 3,54 trilyon dolar iken 1990 yılında 3,44 trilyon dolara gerildi. İlk toparlanma 1992 yılında yaşandı ve dünya mal ihracatı 3,76 trilyon dolara yükseldi.
Dünya ekonomisinde büyüme
1997 yılında ABD'de teknoloji hisseleri balonunun patlaması, yine aynı yıl Asya Pasifik finansal krizi ve 1998 yılında Rusya'nın moratoryum ilan etmesinin birleşen etkileri ile dünya bu kez 2001 ve 2002 yıllarında yüzde 1,9 ve yüzde 2,2 ile resesyona yakın büyümeler gösterdi. Dünya mal ihracatı ise 2000 yılında 6,46 trilyon dolarken 2001 yılında 6,19 trilyon dolara düştü. 2002 yılında ise dünya mal ticareti hızla toparlanarak yeniden 6,49 trilyon dolara çıktı. Dünya ekonomisi 2008 yılında finansal kriz ile karşılaştı ve bu kriz hızla bankacılık ve borç krizine dönüştü. Dünya ekonomisi 2009 yılında yüzde 1,7 ile ikinci dünya savaşından sonra ilk kez daraldı. Dünya mal ihracatı da yüzde 22 daralarak 15,86 trilyon dolardan 12,38 trilyon dolara düştü. 2010 ve 2011 yıllarında ise hızlı bir toparlanma gösterdi.
Ancak küresel krize yol açan sorunlar kalıcı olarak çözülmediği için 2015 ve 2016 yıllarında ortaya çıkan kamu borç krizi nedeniyle dünya mal ihracatı 2015 ve 2016 yıllarında önemli ölçüde geriledi. Ancak dünya ekonomisinde bir küçülme yaşanmadı. 2019 yılında ise bu kez ticarette korumacılık savaşı dünya mal ihracatının yüzde 3,6 daralmasına yol açtı ve dünya mal ihracatı 18,92 trilyon dolardan 18,25 trilyon dolara indi. Dünya ekonomisinde büyüme de yüzde 2,4'e indi.
İhracatçılarımızı koruyalım
SARS ve MERS dönemlerinde ise dünya mal ihracatında bir daralma oluşmadı. SARS'ın ortaya çıktığı 2003 yılında dünya mal ihracatı yüzde 16,8 büyüdü. MERS'in ortaya çıktığı 2011 yılında ise dünya mal ihracatı yüzde 17,3 arttı. Her iki salgının da dünya mal ticaretine etkileri olmadı. Ancak ilk aylardaki etkileri değerlendirildiğinde görünen o ki koronavirüs etkileri oldukça farklı olacak. Salgının ümit edildiği gibi bahar aylarında sona ermesi ve alınan tüm kısıtlayıcı önlemlerin yine yılın ikinci çeyreği sonuna kadar kalkması halinde dahi dünya ekonomisinde büyüme yüzde 1,0'e kadar düşecektir. Dünya mal ihracatının ise bu senaryo içinde değer bazında yüzde 6-8 arasında daralması olasılığı kuvvetlidir.
Son Söz; Türkiye ihracatı da ister istemez bu daralmadan olumsuz etkilenecektir. Yapmamız gereken kısıtlama döneminde ihracatçılarımızı korumak ve kısıtlamaların kalkacağı döneme en iyi şekilde hazırlanmalarını sağlamak olmalıdır.