COVID-19 Salgını ve Aşı Uygulaması Dünya Ticaretinde Belirleyici Olacak
2020 yılında dünya ticareti, beklenmeyen COVID-19 salgınından önemli ölçüde etkilendi. Ticaret yüzde 12 daralırken, küresel tedarik zinciri de hasar gördü. Ticarette sert dalgalanmalar yaşandı. İkinci çeyrekteki sert daralma sonrası üçüncü çeyrekte bu kez yine beklentilerin üzerinde toparlanma yaşandı. Dördüncü çeyrekte ise salgının yeni dalgasına karşı önlem amacıyla siparişler öne çekildi. Dünya ticareti oldukça zorlu geçen 2020 yılını geride bırakmaya hazırlanıyor. Giderek yaklaştığımız 2021 yılında ise dünya ticaretini şekillendirecek öngörülebilir unsurlar belirginleşmeye başladı.
COVID-19 SALGINI VE AŞI UYGULAMASI DÜNYA TİCARETİNDE BELİRLEYİCİ OLACAK
2021 yılında dünya ticaretini şekillendirecek ana unsur yine COVID-19 salgınındaki gelişmeler olacaktır. İkinci dalgası daha kuvvetli yaşanan salgın, etkisini önümüzdeki aylarda artırarak devam edecektir. Buna bağlı olarak yeni yılın ilk çeyreğinde muhtemelen dünya ticareti önemli ölçüde zayıflayacak ve hatta yeniden daralabilecektir. Diğer yandan aşı çalışmalarında da önemli ilerlemeler sağlanmaktadır. Yine yeni yılın başından itibaren aşının yaygın olarak kullanıma sürülmesi olasılığı artmaktadır. Yılın ilk yarısında küresel ölçekte sağlanacak aşı uygulaması ile salgın yılın ikinci yarısında kontrol altına alınabilecektir. Aşı ve uygulaması ile ilgili bu iyimser senaryonun hayata geçmesi halinde muhtemelen 2021 yılının ikinci yarısında dünya ticaretinde hızlı bir büyüme yaşanabilecektir. Bu nedenle ihracatta hem yılın ilk aylarındaki zorlu sürece hem de sonrasındaki olası hızlı büyüme dönemine hazırlıklı olmalıyız.
BİDEN İLE ABD TİCARETTE KORUMACILIĞI TERK EDECEK
ABD başkanlık seçimleri tamamlanmış olmakla birlikte hukuki itirazlar ve yapılacak yeni sayımlar nedeniyle resmi sonucun açıklanması süreci yeni yıla kalacaktır. Seçimin galibi Biden olmakla birlikte Trump'ın görevi bırakma süreci sancılı olacak gibi görünmektedir. Her şeyin beklendiği gibi gitmesi halinde Biden 20 Ocak tarihinde yemin ederek göreve başlayacaktır. Biden ile ABD, dünyanın geri kalanı ile Trump döneminin aksine ticarette korumacılığı değil müzakereyi ve uzlaşmayı öne çıkaracaktır. Bu anlamda dünya ticareti de korumacılık eğiliminden kurtularak rahat bir nefes alacaktır.
BIDEN İLE ABD ÇİN'E UYGULANAN İLAVE VERGİLERİ KADEMELİ OLARAK AZALTACAK
ABD ile Çin arasında başlayan hegemonya mücadelesi devam edecektir. Trump döneminde ABD bu mücadelede ticarette korumacılık önlemlerine başvurmuş ve Çin'den yapılan ithalatın önemli bir bölümüne ilave vergiler getirmişti. Ayrıca Çin'e alternatif tedarikçi arayışına başlamıştı Türkiye de bu arayıştan ümitlenmişti. Biden ile ABD iyi niyet göstergesi olarak Çin'e uygulanan ilave vergileri kademeli olarak azaltarak ticaret müzakerelerine yeniden başlamak istemektedir. Vergilerin azaltılması Çin'e yeniden avantaj sağlarken Türkiye gibi potansiyel alternatif tedarikçilerin beklentilerini olumsuz etkileyecektir.
TİCARETTE YEŞİL ÜRETİMİN AĞIRLIĞI HIZLA ARTACAK
İktisadi faaliyetleri tümüyle iklim değişimi ile mücadeleye uygun hale getirmeyi hedefleyen yeşil üretimin ağırlığı hızla artacaktır. Biden ile ABD de Trump döneminin aksine yeşil ekonomiye ağırlık verecektir. Avrupa Birliği'nin yeşil mutabakat programı da etkili olacaktır. AB, Çin, Güney Kore, Japonya gibi ülkeler ekonomileri için sıfır karbon dönemine ulaşılacak tarihleri açıklamaya başlamışlardır. Bu ülkeler ile ticaret yapacak diğer ülkeler de sıfır karbon hedeflerini açıklamak zorunda kalacaklardır.
COVID-19 İLE HAYATIMIZA GİREN YENİ NORMALİN UNSURLARI KALICI HALE GELECEK
COVID-19 salgını ile birlikte iktisadi ve sosyal faaliyetlerde ortaya çıkan değişim yeni normal olarak adlandırılmaktadır. Küresel ticareti de yeniden şekillendiren yeni normalin birçok unsuru kalıcı hale gelecektir. Küresel tedarik zincirinde yeniden yapılanma, tüketicilerin ve alıcıların sürdürülebilirlik hassasiyeti, güvenli ve hijyen üretim, dijitalleşme, elektronik ticaret, uzaktan çalışma gibi unsurlarda geri dönüş olmayacaktır.
TÜRKİYE'NİN GÜNDEMI REFORMLAR OLACAK
Dünyadaki tüm bu gelişmelerden Türkiye de etkilenecektir. Türkiye'nin kendine özgü gündemi ise reformlar olacaktır. Artan ekonomik kırılganlıklarımız sonbahar aylarında bir finansal krize doğru meyledince ilk olarak ekonomi yönetiminde önemli değişiklikler yapılmış ve ekonomi politikalarında köklü değişiklikler taahhüt edilmiştir. Bunlara ilave olarak 2021 yılında hukuk, demokrasi ve ekonomi alanında yeni bir reform dönemi başlatılacağı ilan edilmiştir. Türkiye'nin ana gündemi bu reformlar ve ekonomideki kırılganlıkların azaltılması olacaktır. Reformlar ihracatın artırılmasına da katkı sağlayacaktır.