Türkiye-AB Tarım ve Gıda İş Birliği Brüksel'de Masaya Yatırıldı
Brüksel'de düzenlenen “Daha Rekabetçi ve Sürdürülebilir Tarım ve Gıda Değer Zincirine Doğru” programında, Türkiye ile AB arasında tarım ve gıda sektörlerinde iş birliğinin güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
Türkiye'nin AB Daimi Temsilciliği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen “Daha Rekabetçi ve Sürdürülebilir Tarım ve Gıda Değer Zincirine Doğru” programı, Brüksel'de gerçekleştirildi. Türkiye'nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Faruk Kaymakcı ile TİM Meyve Sebze Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu'nun ev sahipliğindeki programa AB Komisyonu Tarım ve Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğü Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Direktörü Elisabetta Siracusa ile AB kurumlarından temsilciler ve gıda ile tarım sektörü temsilcileri katıldı. Etkinlik kapsamında, tarım ve gıda sektöründe sürdürülebilirlik, gıda güvenliği, iklim değişikliğiyle mücadele ve yenilikçi çözümler ele alındı.
“İş birliği bir tercih değil, zorunluluk”
Programın açılışında konuşan TİM Meyve Sebze Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu, tarımın sadece ekonomik değil, aynı zamanda stratejik ve insani bir bağ kurduğunu vurguladı.
İklim değişikliği, biyolojik tehditler ve gıda güvenliği endişelerinin Türkiye ile AB'yi birbirinden ayrı düşünülemez hale getirdiğini belirten Mutlu, “Aynı risklerle karşı karşıyayız, tüketicilerimizin beklentileri de çok benzer. Dolayısıyla iş birliği bir tercih değil, bir tür zorunluluktur.” dedi.
AB ve Türkiye'nin iklim değişikliğine karşı yenilikçi projeler geliştirebileceğini, su yönetiminde ortak çözümler üretebileceğini ve biyolojik tehditlere karşı erken uyarı sistemleri kurabileceğini ifade eden Mutlu, Türkiye'nin sadece tedarikçi değil, aynı zamanda aynı değerleri paylaşan bir ortak olduğuna dikkat çekti. Mutlu, “Bu ortaklığı daha da ileriye taşıyalım ve bölgemiz için güven sağlayan bir tarımsal gıda sistemi kuralım.” diye konuştu.
“Gümrük Birliği tarımı da kapsamalı”
Türkiye'nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Faruk Kaymakcı ise tarım ve gıda sektörünün küresel ölçekteki önemine dikkat çekerek, Kovid-19 sürecinde yaşanan zorlukların bu alanın stratejik değerini ortaya koyduğunu hatırlattı.
Kaymakcı, Türkiye'nin tarımsal GSYH'sinin 75 milyar dolar seviyesinde olduğunu ve sektörün AB ortak tarım politikasından yararlanmamasına rağmen hızla büyüdüğünü söyledi. AB ile tarım ticaretinin 12 milyar avro düzeyinde olduğunu hatırlatan Kaymakcı, “Gümrük Birliği'ni tarım da dâhil olacak şekilde güncellememiz, bütün tarafların çıkarına olacaktır.” ifadelerini kullandı.
“Gıda güvenliği ve sürdürülebilirlik için birlikte çalışmalıyız”
TİM Brüksel Temsilcisi Mehmet Tan da tarım ve gıdanın yalnızca ticaret açısından değil, aynı zamanda gıda güvenliği, çevresel sürdürülebilirlik ve kırsal kalkınma açısından merkezi önemde olduğunun altını çizdi.
Tan, “Zorluklara karşı yenilikçi çözümler bulmamız gerekiyor. Birbirimizi daha iyi anlamamız, mevzuat sorunlarını ele almamız, inovasyona yatırım yapmamız ve değer zincirimizi daha sürdürülebilir hale getirmemiz gerekiyor.” dedi.
Tarım ve gıdada yeni iş birliği alanları tartışıldı
AB Komisyonu Tarım ve Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğü Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Direktörü Elisabetta Siracusa ise “AB Tarım ve Gıda Vizyonu” doğrultusunda Türkiye ile AB arasındaki tarımsal ticarete ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Program kapsamında düzenlenen yuvarlak masa toplantısında ise gıda güvenliği standartlarının güçlendirilmesi, gümrük prosedürlerinin kolaylaştırılması, sürdürülebilir ticaret uygulamaları, inovasyon ve dijital dönüşüm gibi konular tartışıldı.
Etkinlik, çok sayıda davetlinin katıldığı resepsiyon ile sona erdi.