Savunma İttifaklarından Ticari İttifaklara Geçmek Lazım
ABD tarafından açıklanan yaptırımların Savunma Sanayi çerçevesinde sınırlanması, aslında yine aynı çerçeveden çözüleceğini gösteriyor.
Türkiye'nin yavaş yavaş küresel "eksen kayması" doğrultusunda farklı ittifaklar arayışına girmesi ve bu durumun Kuzey Atlantik İttifakı tarafından kabul edilebilir bir davranış olarak görülmemesi şu an yaşananları tam olarak yansıtıyor diyebilirim.
Aslına bakılırsa Kuzey Atlantik İttifakının temel para birimi Dolar. İkincil para birimi ise Euro. Bu çerçevede bir "otorite" olmadan hiçbir şeyin işlemeyeceğine inanan doktrinlerden, otonom ve anonim yönetim biçimlerine doğru seyreden yeni yaklaşımların çarpıştığı bir dünyadan bahsediyoruz. Yani soğuk savaştan "savunma" merkezli kalma ittifaklar yerine, "ekonomi" merkezli yeni ittifakların ortaya çıkmasıyla, silah gücü ve sistemleri üzerine kurulan hassas dengelerin sona ereceği kaygısı hem NATO hem de Rusya tarafında yaygın şekilde ele alınıyor diyebilirim.
Rusya'nın doğal gaz ve petrol haricinde sunabileceği çok fazla bir ürün olmadığı için, Pasifik Bölgesindeki RCEP gibi ticaret anlaşmalarına dahil olması mümkün değil. Aslına ABD'nin en ciddi ihracat kalemi de silah. Yani birbirlerinden farklı görünseler de, son yıllarda sivil teknolojilerde Çin'e karşı alan kaybeden ABD'nin aynen Rusya gibi "zorbalık" ile liderliğe devam etmek için Trump gibi birine katlandık diyebilirim.
Trump Kuzey Kore'ye boş alan bıraktı, İran ile imzalanmış nükleer anlaşmayı tek taraflı lağvetti, Rusya ile imzalanmış nükleer silahsızlanma anlaşmalarını geçersiz saydı, Paris İklim anlaşmasından çekilerek de üslubunda zirve yaptı diyebilirim. Tüm bunlar Biden ve Harris'in gelişini garanti altına aldı. Bu arada Pandemi esasında da Trump'ın "acil durum" yönetimi konusundaki başarısızlığı da ortaya çıkınca süreç hızlandı diyebilirim.
ABD'nin görevi bırakmakta olan Başkanı giderayak kendisine başka bir dava açılmasın diye Türkiye'ye yaptırım uygulama kararı alırken, kendisini değil Pompeo'yu öne sürdü. Çünkü açıklamadan saatler önce içinde yaptırım kararı olan tasarıyı veto edeceğini açıklamıştı.
Türkiye'nin ABD, NATO ve AB ilişkileri Biden ile beraber birbirlerinden ayrılmayacak bir şekilde ele alınacak gibi gözüküyor. Ara sıra bazı nüanslar olacak ama Türkiye'nin öncelikle NATO üyeliği çerçevesinde ele alınacağı, sonra da AB'ye üyelik müracaatı çerçevesinde değerlendirileceği ve nihayetinde ABD ile stratejik ortaklık durumuna bakılacağını tahmin ediyorum. İsrail ile ilişkiler Biden veya Trump fark etmez, bu aşamada önemini hala koruyor diyebilirim.
Dolayısıyla Türkiye'nin önce NATO konusunda, sonra AB ile müzakereler konusunda uzun bir süre değiştirmeyeceği bir karar vermesi gerekiyor. Eğer kurduğu ittifakları "ekonomik" çerçeveden oluşturmayacaksa elbette bu bir karardır, sonuçları olacaktır. Ancak yepyeni bir yaklaşımla "artık refah devleti üzerinde çalışacağım" diyorsa bu sefer de bunun nimetlerine kavuşurken yan etkilerini de göze alması gerekecek.
"Yeni bir tasarım gerekiyor..."
Rusya ile girdiği S 400 ilişkisi ile NATO ile girdiği ilişki bana göre büyük bir fark yaratmıyor. "Silaha dayalı" ittifak yerine "ekonomi ve ticaret" bazlı bir ilişki içine girilseydi şu anki karmaşa büyük ihtimalle yaşanmayacaktı. Doğrudur, Türkiye'nin hava savunma sistemi yok. Patriotları da bize vermediler. Doğrudur,15 Temmuz'daki alçakça saldırı bizi üzdü, kırdı hatta fevri yaptı. Müttefik saydığımız ülkeler bizi ortada bıraktı hatta bazıları bu alçaklığa yardımcı oldu. Fakat bundan bir yaklaşım çıkarmamız gerekiyor. Demek ki, "silah merkezli" ittifaklar yerine "ekonomik ve ticari merkezli" ittifaklar arayışına girmek daha az hayal kırıklığı yaratacak.
Ayrıca, kısa vadeli ittifaklarla yola devam edemeyecek bir noktaya geldiğimiz ortada. Ancak, çok dikkat etmek lazım. Çünkü ABD ve AB ile NATO'nun geleceği bile oldukça sallantılı, rezerv paraların saltanatı bitmek üzere gibi ve otonom-çok bulutlu sistemler hızla yayılıyor.
Türkiye'nin yepyeni bir dış politika modeli belirlemesi artık elzem oldu. Bence yeni ekonomik modelden önce acilen siyasi ve diplomatik modeli belirlemek gerekiyor gibi.