Küresel ticaret daha erken toparlanabilir
Küresel ekonominin 2023 yılında önceliği enflasyonla mücadele ve buna yönelik sıkı para politikaları uygulanmasıdır. Uygulanan sıkı para politikalarının da küresel ekonomide ve ticarette yavaşlamaya veya küçülmeye yol açması beklenmektedir. Dünya mal ticareti için miktar bazında yüzde 1,0 büyüme beklenirken ticarete konu olan mal fiyatlarındaki yüzde 6,0 düşüş beklentisi ile değer bazında yüzde 5,0 küçülme beklenmektedir. Bu, değer olarak yaklaşık 1,3 trilyon dolarlık daralma anlamına gelmektedir.
2023 yılı genelinde dünya mal ticaretine ilişkin bu genel beklenti ana senaryo iken çeyrek dönemler itibarıyla farklı gelişmeler yaşanması öngörülmektedir. Değer olarak yılın ilk ve ikinci çeyreğinde geçen yıla göre küçülme, üçüncü çeyrekte durağanlık ve son çeyrekte ise sınırlı büyüme öngörüsü bulunmaktadır. Bununla birlikte yılın ilk ayında gelen ekonomik veriler ve gelişmeler dünya ticareti için iyimserlik yaratmaya başlamıştır. Bu erken bir iyimserlik olmakla birlikte gelişmelerin böyle devam etmesi hâlinde dünya ticareti daha erken bir toparlanma sürecine girebilecektir.
Öncelikle mücadele edilen enflasyonda 2022 sonunda hedeflenen düşüşler sağlanmıştır. Yıl sonundaki enflasyon rakamları halen çok yüksektir ve sıkı para politikalarında bir değişiklik yaratmayacaktır. Ancak enflasyondaki düşüş eğilimi gelecek döneme ilişkin iyimserliği de artırmaktadır. Eğer arz ve tedarik tarafında yeni kırılmalar olmaz, enerji ve gıda fiyatlarında da yeni sıçramalar yaşanmaz ise yılın ikinci çeyreğinde enflasyonda kalıcı düşüşler başlayabilecektir. Bu da 2023 yılının ikinci çeyreğinden itibaren yılın ikinci yarısına yönelik siparişleri hareketlendirecektir.
ABD'nin resesyona girmeden enflasyon ile mücadelesine devam edeceği senaryosu da giderek daha çok kabul görmektedir. ABD ekonomisinin büyümesi başta Amerika kıtası olmak üzere diğer ülkelerden yapılacak ithalatın yavaşlaması, ancak küçülmemesi anlamına gelmektedir.
Avrupa'da korkulan enerji krizi ve kış aylarında enerji fiyatlarında yüksek artışlar olabilir endişesi ise şimdilik yersiz çıkmıştır. Bunda hava koşullarının ılıman olması ve enerjide hedeflerin üzerinde tasarruf yapılması etkili olmaktadır. Doğal gaz fiyatları önemli ölçüde gerilemiştir. Böylece hane halklarının üzerindeki baskı da azalmaktadır. Yeni bir enerji krizi yaşanmaması dünya ticaretindeki erken toparlanma ümitlerini artırmaktadır.
Enerji krizinin tetikleyicisi olan Rusya-Ukrayna Savaşı'nda ise küresel ekonomideki ana senaryoyu sınırlayacak bir gelişme şimdilik yaşanmamaktadır. Çatışmalar Ukrayna sınırları içinde bazı bölgelerde şiddetli olarak sürmektedir. Batı'nın Ukrayna'ya silah yardımlarında, ağır silahlar da yer almaya başlamıştır. Savaş şiddetlenerek sürecektir. Ancak Ukrayna sınırlarının dışına çıkmadığı sürece küresel ekonomi üzerindeki etkisi sınırlı olacaktır.
Çin'in salgına karşı yürüttüğü politikalarda U dönüşü yapmış olması da ekonomik beklentileri etkilemektedir. Çin salgına karşı sıfır taviz politikası izlerken şimdi tam serbesti ve sürü bağışıklığı politikası uygulamaktadır. Çin ekonomisi tam açılma ile büyüme hızını artıracak bu da dünyanın geri kalanındaki büyümeyi destekleyecektir. Bu durum, özellikle Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkeleri ile Asya ülkelerindeki büyümeleri olumlu etkileyecektir. Çin'de tam serbesti politikasının akıbeti Şubat ayındaki “Lunar tatili”nden sonra belli olacaktır. Yeniden kapatmalara dönülmez ise küresel ticaret de bundan olumlu etkilenecektir.
Enerji ve emtia ihraç eden ülkeler ise özellikle görece yüksek petrol ve emtia fiyatları nedeniyle gelirlerini 2023 yılında artırmaya devam edecektir. Körfez ve Orta Doğu ülkeleri, Orta Asya ülkeleri ve Sahra Afrika ülkeleri dünya ortalamasının oldukça üzerinde büyüyecektir. Bu nedenle bu ülkeler 2023 yılında dünya ortalamasının ve gelişen ülkeler ortalamasının da üzerinde büyüyecektir. Bu ülkelerde ithalat artışı beklentisi halen geçerlidir.
Türkiye'nin ihracatı için küresel ticaretteki büyüme ve pazarlarımızdaki gelişmeler belirleyici olmaktadır. Yılın ilk çeyreğinde küresel ticaretteki kaçınılmaz küçülme, ihracatımızı sınırlamaktadır. Ancak küresel ticarette daha erken ve ikinci çeyrekte başlayacak bir toparlanma ihracatımızı destekleyecektir. Bahar aylarında enerji krizi riskini geride bırakmış Avrupa'dan sipariş talepleri yeniden artışa geçebilecektir. Muhtemelen ABD'ye ihracatta küçülme olmayacaktır. Rusya'ya ihracat artışı sürecektir. Enerji ve emtia ihraç eden ülkelere yönelik ihracat önceliği de toplam ihracatımıza destek verecektir. Geçen yıl ihracatımızı negatif etkileyen euro-dolar paritesi ise bu yıl ihracatımız lehine bir eğilim içinde olacaktır.