2023 yılı öngörüleri şekilleniyor
Küresel ekonomide yaşanan ve neredeyse son 50 yıldır görülmeyen gelişmeler nedeniyle 2023 yılına ilişkin birçok belirsizlik ortaya çıkmıştı. Ancak son dönemdeki eğilimler ile 2023 yılına ilişkin öngörüler giderek şekillenmeye başlamıştır. Bu çerçevede 2023 yılına ilişkin öngörüleri değerlendirelim.
Uzun yıllardır görülmeyen enflasyon katılaştı
ABD, İngiltere, Almanya, Euro Bölgesi, Çin ve Japonya başta olmak üzere hemen tüm ülkelerde uzun yıllardır görülmeyen yüksek enflasyonlar yaşanmaktadır. Pandemi ile hareketlenen, Rusya-Ukrayna Savaşı ile hızlanan enflasyonlar hem katılaşmış hem de yaygınlaşmıştır. Başlayan parasal sıkılaşmalara rağmen Eylül ayı enflasyonları da artışa devam etmiştir. Enflasyon, merkez bankalarının ötresinde katılık sergilemektedir. Enerji, gıda ve diğer tüm mallar fiyatlarında artışlar sürmektedir. Enflasyonlarda katılığın sona ermesi için daha kuvvetli para politikalarına ihtiyaç duyulmaktadır.
2023 yılı boyunca sıkı para politikaları olacak
Enflasyona karşı para politikalarında sıkılaşma kaçınılmaz hâle gelmiştir. Ancak Ağustos ayı sonuna kadar sıkılaşmanın süresi ve şiddeti için daha iyimser beklentiler bulunmakta iken Eylül ayından itibaren beklentiler daha kuvvetlenmiştir. Merkez bankaları daha erken ve yüksek faiz artışları gerçekleştirecektir. ABD Merkez Bankası'nın 2023 Mart ayına kadar faizlerini yüzde 5,0'e çıkarması beklenmektedir. Avrupa Merkez Bankası yine aynı tarihe kadar politika faizini yüzde 3,0'e çıkaracaktır. İngiltere, Kanada ve diğer gelişmiş ülke bankaları da faiz artışlarına gidecektir. Erkene çekilmiş ve daha yüksek faiz artışları ile kuvvetlenen sıkı para politikaları 2023 yılı boyunca sürecektir. En erken gevşeme olasılığı 2024 yılının ilk yarısında olacaktır.
2023 yılında dünya ekonomisinde yüzde 2,1 büyüme öngörülüyor
Uygulanacak olan sıkı para politikaları nedeniyle ekonomik büyümeler olumsuz etkilenecektir. Etkilerin sonunda resesyon mu, yavaşlama mı yoksa durgunluk mu yaşanacağı da giderek belirginleşmektedir. Uluslararası para fonu Ekim ayında 2023 yılı dünya ekonomisi için büyüme beklentisini yüzde 2,1 olarak açıklamıştır. Gelişmiş ülkelerde yüzde 1,1 ve gelişen ülkelerde ise yüzde 3,7 büyüme beklenmektedir. ABD'de büyüme yüzde 1,0 olacaktır. Euro Bölgesi büyümesi yüzde 0,5 olarak öngörülmektedir. Almanya 2023 yılında yüzde 0,4 daralacaktır. İngiltere için beklenti yüzde 0,3 büyümedir. Bu beklentiler çerçevesinde Euro Bölgesi, Almanya ve İngiltere'de birkaç çeyrek sınırlı küçülmeler görülecektir. 2023 yılında gelişmiş ülkeler kısmen resesyon, kısmen durağanlık içinde kalacaktır. Gelişen ülkeler içinde Çin'in 2023 büyümesi yüzde 4,4 olarak öngörülmektedir. 2023 yılında Orta Asya, Körfez-Orta Doğu ve Afrika ülkelerinde ise yüzde 3-4 arası büyümeler beklenmektedir.
Dünya mal ticaretinde büyüme beklentisi yüzde 1,0
Dünya Ticaret Örgütü, Ekim ayında 2023 yılına ilişkin dünya ticareti öngörülerini paylaşmıştır. Buna göre 2022 yılında miktar olarak yüzde 3,5 büyümesi öngörülen dünya mal ticaretinin 2023 yılında sadece yüzde 1,0 büyüyeceği tahmin edilmektedir. 2022 yılında dünya mal ticareti yılın ilk yarısında yüksek büyümesini sürdürmüştür. Ancak yılın üçüncü çeyreğinde yavaşlama, dördüncü çeyreğinde ise durağanlık yaşanmaktadır. 2023 yılının ilk yarısında dünya mal ticaretinde küçülme beklenmektedir. Yılın ikinci yarısında ise büyüme yaşanması öngörülmektedir. Bu çerçevede dünya mal ticaretinde miktar olarak oldukça sınırlı bir büyüme yaşanacaktır. Bölgeler itibarıyla bakıldığında ise Avrupa'da ithalatın yüzde 0,7, Güney Amerika'da ise yüzde 1,0 daralması beklenmektedir. 2023 yılında bu iki bölge ithalatı azalacaktır. Buna karşın Kuzey Amerika kıtası ithalatı yüzde 0,8, BDT ülkeleri ithalatı yüzde 9,4, Afrika ithalatı yüzde 5,7, Orta Doğu ithalatı yüzde 5,7 ve Asya ithalatı ise yüzde 2,2 büyüme gösterecektir.
Güçlü dolar ve durağan emtia fiyatları yaşanacak
2023 yılında ABD doları diğer para birimleri karşısında güçlü kalmaya devam edecektir. ABD doları 1973 yılından bu yana en değerli üçüncü dönemini yaşamaktadır. ABD Merkez Bankası'nın faiz artışları, doları güçlü tutacaktır. Euro ve sterlinin değerlerini Avrupa ve İngiltere merkez bankalarının faiz artışları belirleyecektir. Faiz artışlarının beklentilerin altında kalması halinde euro-dolar için 0,85, ve dolar-strelin için 1,0'in altı yaşanabilecektir. Emtia fiyatları ise hem güçlü dolar hem de talebin yavaşlaması nedeniyle durağan kalmaya devam edecektir. Emtia fiyatlarında artışa jeopolitik gerginlikler neden olacaktır. Rusya-Ukrayna Savaşı'ndaki gelişmeler bu açıdan önemli olacaktır.
Dünya ekonomisinde zorlu geçecek birkaç çeyrek sürecine giriyoruz
Türkiye'nin ihracatı da aynı dönemde yavaşlayacak. Ayrıca parite etkisi ile bazı aylarda ihracat, geçen yılın da altında kalabilecek. Avrupa'nın enerji kısıtlamaları nedeniyle üretimdeki düşüşleri Türkiye'den tedarik ile karşılanabilecek, bu da ihracat düşüşünü sınırlayacak. Çin ve Hindistan, Rusya'dan sağladıkları ucuz enerji ve para birimlerinin değer kaybı ile ihracat pazarlarına yeniden agresif giriş yapmaya devam edecekler. Türkiye'nin ihracatında Türk lirasının değeri ve ihracat finansmanı belirleyici iki unsur olacak. Her ikisinde de yaşanan gelişmeler olumlu değildir. Özellikle ihracat finansmanındaki koşulların esnetilmesi faydalı olacaktır.