1961, 1973
Yazının başlığında iki tarih bulunuyor: 1961 ve 1973 yılı. Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ile başlayan savaş, bu iki yıla tekabül eden ve dünyada önemli değişimler yaratan iki olayı hatırlatıyor. 1961 yılı, batı ile doğuyu fiziki olarak ayıran Berlin Duvarı'nın inşa edilmeye başlandığı yıl olarak tarihe geçti. 1973 yılında ise petrol fiyatlarındaki artışlar ile beraber dünya, uzun yıllar sürecek bir stagflasyon dönemine girdi. Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ile başlayan savaş, batı ile Rusya arasında yine duvarlar örmeye başladı. Duvarlar hem sınırlarda hem de zihinlerde örülüyor. Bu nedenle 1961 yılı benzetmesi, çok da yanlış olmaz. Yine enerji fiyatlarındaki artışlar, küresel ölçekte pandemi ile artan enflasyonu daha da yükseltiyor. Bu da 1973 yılına benzer bir gelişmedir. Her iki benzerliği, daha ayrıntılı olarak incelemeden evvel savaş öncesi küresel ekonomiye göz atmakta fayda var.
Savaş öncesi pandemi salgınında, özellikle batılı pazarlarımızda görülen iyileşme; toplu bağışıklık kazanılması ve önlemlerin önemli ölçüde kaldırılması, iyimser beklentileri artırdı. Bahar aylarından itibaren ekonomide, büyümenin hızlanması kuvvetlenirken küresel üretim ve ihracat siparişlerinde artış eğilimi yaşandı. Yılın ilk çeyreğinde, dünya ihracatının 5,9 trilyon dolara ulaşacağı öngörüldü. Ekonomide ve ticarette tüm bu olumlu gelişmeler ve iyimser beklentiler, savaşın başlaması ile şimdilik tersine döndü. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın, ne kadar devam edeceği ve nasıl sonuçlanacağı henüz belirsiz. Ancak Rusya'ya uygulanmaya başlayan yaptırımlar, Rusya ekonomisini hedef almakla birlikte dünya ekonomisi ve ticaretinde de ilk aşamada yavaşlama etkisi yaratacak. Yine yaptırımlar ve tedarik zincirlerindeki ilave bozulmalar ile enerji ve emtia fiyatları yüksek kalacak ve enflasyon küresel ölçekte yükselecek. Savaşın küresel ekonomi için ilk ana etkileri, yavaşlama ve enflasyon olacak.
Savaşın uzun vadede ise daha kalıcı etkileri başlayacak. Öncelikle savaş nasıl sona ererse ersin, batı ile Rusya arasında yeni bir soğuk savaş dönemi veya soğuk barış dönemi yaşanacak. 1989 yılından sonra batı ile Rusya arasında ilişkiler daha çok yakınlaşma hedefi üzerine inşa edildi. Batı ile Rusya arasında ekonomik ve ticari ilişkiler önemli ölçüde arttı. Siyasi olarak da ilişkilerde iyileşme çabaları öne çıktı. Ancak Rusya'nın güvenlik endişeleri ile başlayan Ukrayna işgali ve savaş, tüm bu gelişmeleri bir anda ortadan kaldırdı. Küresel ekonomide, çok önemli bir ticaret ve finansman kanalı kapandı. Batı ile Rusya'yı fiziki olarak ayıran Berlin Duvarı, 1989 yılında Doğu Bloku'nun çöküşü ile ortadan kalktı. 1989 yılında Doğu Bloku'nun çöküşü, küresel ölçekte serbest piyasa ekonomisinin önünü açtı. Yine küresel ticarette önemli bir serbesti ve büyüme yaşandı. Rusya-Ukrayna savaşı ile örülen duvarların ne kadar süreceği ve nasıl ortadan kalkacağı ise belirsiz. Yeni duvarlar, muhtemelen orta ve uzun vadede ticaret ve finansman kanallarında önemli değişiklikler getirecek. Batı ile Rusya ilişkileri koparken yeni ilişki bölgeleri gelişecek. Dünya, 1961 sonrasına benzer bir dönemi yaşamaya başlayacak. Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ile başlayan savaş, enerji fiyatlarında da önemli artışlara yol açtı. Buna bağlı olarak küresel enflasyon, daha da yükselecek. Bu gelişme, 1973 yılı petrol fiyatları artışı ile başlayan ve uzun yıllar süren stagflasyon dönemini hatırlatıyor. 1973 yılında petrol ihraç eden Arap Ülkeleri Birliği'nin, uygulamaya başladığı petrol ambargosu, petrol fiyatlarında dört katı artışa yol açtı. Hızla artan enflasyon karşısında merkez bankaları, faiz oranlarını önemli ölçüde artırınca tarihte ilk kez durgunluk içinde enflasyon yaşandı. Bu gelişmeler, 1944 yılında kurulan altına dayalı rezerv para sisteminin de çöküşüne neden oldu.
Bugün için de enerji fiyatlarındaki artışlar, 1973 yılına benzer etkiler gösteriyor. 2021 yılında pandeminin sonuçları nedeniyle önemli ölçüde artan küresel enflasyon, şimdi de savaşın yol açtığı fiyat artışları ile daha da yükseliyor. Merkez bankaları, artan enflasyon karşısında pandemi sonrası başladıkları parasal genişlemeleri, kademeli olarak sona erdirmeye hazırlanırken bu kez kuvvetli yeni bir enflasyonist baskı ile karşılaştı. Sıkılaşma, muhtemelen daha hızlı gerçekleşecek ve daha hızlı sıkılaşma, ekonomilerde yavaşlamaya yol açacak.
2022 yılına ihracat açısından iyimser beklentiler ile girmişken savaşın küresel ticarette yol açacağı yavaşlama etkisini iyi yönetmeli ve bu süreçten en az etkilenecek pazarlara ağırlık vermeliyiz.