İhracatın 100 Yıllık Serüveni
Cumhuriyetimizin 100. yılını gururla kutlarken ihracatın 100 yıllık serüvenini inceledik. Genç Cumhuriyet 100 yıllık dönemde toplam 3,46 trilyon dolar ihracat gerçekleştirmiş. İhracat birçok aşamadan geçerek bugünlere ulaşmış olmakla birlikte ihracatın önemli bir bölümü son çeyrek yüzyılda yapılmıştır. 1923 yılında 50,8 milyon dolar olan ihracat 2023 yılında 255 milyar dolara ulaşma hedefindedir.
Cumhuriyetin ilk yılında 50,8 milyon dolar olan ihracat 1929 Dünya Ekonomik Buhranı ve İkinci Dünya Savaşı gibi büyük iki felaket ile karşı karşıya kalmıştır. Yıllık ihracat 1945 yılında 168,3 milyon dolar olmuştur. İkinci dünya savaşı sonrası ortaya çıkan yeni siyasi ve ekonomik düzen içinde 1950 yılında ihracat 263,4 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. 1960 yılında ihracat 320,7 milyon dolara çıkmıştır.
Türkiye 1961 yılında itibaren planlı kalkınma dönemine girmiştir. Bu dönemde ihracattan çok ithal ikamesi politikaları öne çıkmıştır. İhracat 1972 yılında 885 milyon dolar olduktan sonra 1973 yılında ilk kez 1 milyar dolar seviyesini aşarak 1,32 milyar dolara yükselmiştir. 1980 yılına kadar olan dönem dünyada petrol krizi sonrası yüksek enflasyon, yüksek faizler ve stagflasyon dönemi olarak yaşanmıştır. Türkiye'nin ihracatı 1980 yılında 2,91 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu ihracatın büyük bölümü tarım ürünleridir. 1923-1980 arasında toplam ihracat 28,25 milyar dolar olmuştur.
1980 yılından itibaren dünyada liberal politikalara geçiş, Türkiye'de de 24 Ocak kararları ile dışa açılma dönemi başlamıştır. 1981 yılında ihracat hemen 4,7 milyar dolara çıkmıştır. Bu dönem aynı zamanda enflasyonun ortaya çıktığı ve devalüasyonlar dönemi olarak da yaşanmıştır.
1989 dünya ve Türkiye için yine önemli bir yıldır. Sovyetler Birliği'nin çöküşü ile dünyada soğuk savaş dönemi kapanmıştır. Washington uzlaşması ile hemen tüm ülkeler ekonomideki her alanda serbest piyasa kurallarını benimsemeye başlamıştır. Türkiye de aynı yıl kambiyo rejiminde serbestiye geçmiş, Türk lirasında konvertibiliteye geçmiştir. 1989 yılında ihracatımız 11,62 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
İhracatta bir diğer önemli dönüm noktası 1996 yılında Avrupa Birliği ile tamamlanan Gümrük Birliği olmuştur. 1996 yılında 23,2 milyar dolar olan ihracat 2001 yılında 31,3 milyar dolara yükselmiştir. 1996-2001 arasında Türkiye ekonomik ve finansal olarak önemli dalgalanmalar yaşamış ve 2001 yılında da derin bir ekonomik kriz ile karşı karşıya kalmıştır. 2001 yılındaki kriz sonrası uygulamaya konulan güçlü ekonomiye geçiş programı ile birçok yapısal reform yapılmıştır. Fiyat istikrarı ve finansal istikrar alanında önemli bir başarı sağlanmıştır. 1981-2001 arasında toplam ihracat 330,7 milyar dolar olmuştur.
2002 yılından itibaren ihracat fiyat istikrarı ve finansal istikrar içinde hızlı bir artışa geçmiştir. İhracattaki esas gelişme 2002 yılından sonra gerçekleşmiştir. 2002 yılından sonra uygulanan ekonomi politikaları ile Türk lirası önemli ölçüde değer kazanmasına rağmen ihracat 2008 yılında 132 milyar dolara yükselmiştir. Bu artışta en önemli pay geleneksel ihracat sektörlerine eklenen çok sayıda ihracatçı yeni sanayi sektörü olmuştur. 2008 küresel krizi sonrası 2009 yılında yaşanan küresel küçülme ile ihracat 102 milyar dolara inmiştir.
2010 yılından itibaren ihracatımız yeniden artış eğilimine girmiştir. İhracat 2019 yılında 180,8 milyar dolara yükselmiş, 2020 yılında yaşanan salgın etkileri ihracat 169,6 milyar dolara inmiştir. 2021 ve 2022 yılında ise ihracatımız salgın sonrası ortaya çıkan koşullar içinde hızlı bir artış göstermiştir. İhracatımız 2021 yılında 225,2 milyar dolara ve 2022 yılında ise 254,2 milyar dolara ulaşmıştır. 2023 yılında da yine 255 milyar dolar ihracat olacağı öngörülmektedir. 2002-2023 arasında toplam ihracat 3,10 trilyon dolar olmuştur.
Mutlak rakamlar ihracattaki gelişmeyi tam olarak yansıtmayabilmektedir. Bu nedenle dünya ticaret içindeki payın gelişimi daha sağlıklı veriler içermektedir. 1980 yılında dünya ticareti içinde payımız yüzde 0,25 iken 1989 yılında yüzde 0,33'e çıkmıştır. 2001 yılında pay yüzde 0,5 ve 2008 yılında ise yüzde 0,84'e çıkmıştır. Dünya ihracatı içinde aldığımız pay en son 2022 yılında ise yüzde 1,03 olarak gerçekleşmiştir. 2023 yılında muhtemelen 1,05'e çıkmış olacaktır.
İhracattaki bu gelişmelere rağmen Türkiye'nin ihracat ve dış ticaret alanında alacağı çok mesafe vardır. Türkiye öncelikle dış ticaret fazlası veren bir ülke olabilmelidir. Büyümesini ihracat odaklı hale getirmelidir. İhracat birim fiyatlarını artırmalıdır. Teknoloji yoğunluklu ihracatın payını yükseltmelidir. İhracatın milli gelir içindeki payını da en az yüzde 40'a çıkarmalıdır. Bu hedeflerin ikinci yüzyılın hemen başlarında gerçekleştirilmesi dileğiyle başta Atatürk olmak üzere cumhuriyetin kurucularını ve kuruluşunda katkısı olanları şükran ve minnet ile anıyorum.